19 Kasım 2010 Cuma

BİR BAYRAM BÖYLE GEÇTİ

Öncelikle bütün takipçilerimizin geçmiş Kurban Bayramını kutlarız.
İlk günün sabahı bir klasik halini almış bütün aile olarak babanneme kahvaltıya gittik. Sonra annemlerin yazlık evine oradan da kayınvaldemlere geçtik.
Babamların bahçesinde kurbanlık koyun kesimini seyreden Alperen ve herşeyi bırakıp kedisini sevmeye devam eden Aslı...
Babam son anları diye koyunun gülleri yemesine bir şey demedi :)
Amcası,yengesi ve dedesiyle Aslı hanım...
Gittiğimiz yerlerde uslu duran çocuklarım :)
(bu bayram saydım 12 evin kapısını çalıp bayramlaşmışız...geçen senelere göre azalmış.)


Bu aralar saçlarımızla çok oynuyoruz uzadı ya.... arefe günü kuaföre gidip ördürdük ama ince telli saçlar ve sıkıntılı Aslı ancak 2 gün dayanabildi...
Sonra Pınar ablamız bigudilerinden verdi ama ıslatmadan sarınca sonuç pek başarılı olmadı :(


Babam sağ olsun İznik'i çok sever ve tabii biz de
Bu bayram yine gittik 3.gün
Hava güzeldi Köfteci Yusuf da lezzetli
Aya Sophia kilisesi müze olarak açılmıştı. Dönemin ileri gelen papazları toplanıpta yüzlerce incilden 4 tanesine karar verip kabul ettikleri tarihi kosülün toplandığı kilise.




İznik'te durgun ve yol yorgunu Aslı...



Evde hep beraber oynuyorlar. Geçenlerde Aslı halalarında kaldı da Alperen'in canı çok sıkılmıştı. İznik dönüşü bu sefer ikisi birden anneannelerinde kalmak istedi ben de kırmadım onları. Ertesi sabah yani bugün dedeleri getirdi onları çok memnundular.


Bayram harçlıklarıyla telsiz aldık bugün biz de, geçen yaz babaları istedi de pek yanaşmamıştım sahip çıkamazlar diye ama blog arkadaşım Ayşe
çocuklarına almış ve memnun kalmış, biz de deneyelim dedik.


Bütün bayramlarımız böyle huzurlu ve mutlu geçsin inşallah.



1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ooooo walkie talkileriniz hayırlı olsun gençler.