17 Haziran 2009 Çarşamba

KARNELERİ ALDIK

Annemin öğrencileriyle bu dönemin son gezisi Yunus Gösteri Merkezi'ne gittik. Kendi yaşıtlarımız da vardı. Çok eğlendik, çok beğendik ve yunusların yaptıklarına çok şaşırdık.

Aslı öğretmeninden karnesinin yanında bir de diploma aldı,
artık 1.sınıfa gitmeye hazır.
Önce Alperen aldı karnesini, hepsi 5 pekiyi, süper bir karne.
Tabii hediyesi de daha önce konuştuğumuz gibi basket topu.


Alperen bazı mecburiyetlerden ilk ve son defa öğretmeni ve arkadaşalrıyla beraber oldu bu sene. Seneye inşallah başka bir okulda öğrenim hayatına devam edecek.
Her ikisi için de şimdiden beni aldı bir merak ve tedirginlik acaba seneye nasıl bir öğretmeni ve arkadaş grubu olacak..??
Allahım herşeyin hayırlısını ver.




9 Haziran 2009 Salı

EMİRGAN PİKNİĞİ

Annemin sınıfı ile birlikte geçen cuma Emirgan Korusu'na pikniğe gittik.
Annemin öğrencilerini ve onlarla oynamayı çok seviyoruz.
Ağaçlar arasında, temiz havada bol çocuklu bir ortamda oynamak çok güzeldi. Nilüfer teyzemin yaptığı papatya tacı da bana ayrı bir hava kattı yani, ellerine sağlık.

Yazlığımızın bahçesindeki meyveler olmaya başladı.
Bunlar da sizle için topladığım beyaz kirazlar.(cinsi böyle)
Hem topladım, hem yedim ,hem de süslendim...



3 Haziran 2009 Çarşamba

BİR HİKAYE




Yırtık pırtık paltolar giymiş iki çocuk kapımı çaldılar: "Eski gazeteniz var mı bayan?" Çok işim vardı. Önce hayır demek istedim ama ayaklarına gözüm ilişince sustum. İkisinin de ayaklarında eski sandaletler vardı ve ayakları su içindeydi. "İçeri girin de, size kakao yapayım"dedim. Hiç konuşmuyorlardı. Islak ayakkabıları halıda iz bırakmıştı.Kakaonun yanında reçel, ekmek de hazırladım onlara, belki dışarıdaki soğuğu unutturabilir, azıcık da olsa ısıtabilirdim minikleri. Onlar şöminenin önünde karınlarını doyururken ben de mutfağa döndüm ve yarıda bıraktığım işlerimi yapmaya koyuldum. Fakat oturma odasındaki sessizlik dikkatimi çekti bir an ve başımı uzattım içeriye. Küçük kız elindeki boş fincana bakıyordu...Erkek çocuğu bana döndü "Bayan, siz zengin misiniz?" diye sordu. Zengin mi?"Yo hayır!" diye yanıtlarken çocuğu,gözlerim bir an ayağımdaki eski terliklere kaydı. Kız elindeki fincanı tabağına dikkatle yerleştirdi ve "Sizin fincanlarınız,fincan tabaklarınız takım" dedi. Sesindeki açlık, karın açlığına benzemiyordu.Sonra gazetelerini alıp çıktılar dışarıdaki soğuğa. Teşekkür bile etmemişlerdi ama buna gerek yoktu. Teşekkür etmekten daha öte bir şey yapmışlardı.Düz mavi fincanlarım ve fincan tabaklarım takımdı.Pişirdiğim patateslerin tadına baktım. Sıcacıktı patatesler, başımızı sokacak bir evimiz vardı,bir eşim vardı ve eşimin de bir işi... Bunlar da fincanlarım ve fincan tabaklarım gibi bir uyum içindeydi. Sandalyeleri şöminenin önünden kaldırıp, yerlerine yerleştirdim. Çocukların sandaletlerinin çamur izleri,halının üzerindeydi halâ. Silmedim ayak izlerini. Silmeyeceğim de. Olur da unutuveririm ne denli zengin olduğumu...

İÇİMİZDEKİ VE ETRAFIMIZDAKİ ZENGİNLİKLERİ UNUTMAMAK DİLEĞİYLE....
Bu güzel hikayeyi http://fatosunmutfagindan.blogspot.com/ adlı blogda okur okumaz herkesle paylaşmalıyım diye düşündüm, aynı duyguyu paylaşmak ümidiyle...

SON ZAMANLARDA

Geçenlerde halamın torunu geldi Eskişehir'den ,Damla hanım. Tam bir damla ama çok tatlı, bizim çocuklar onu o da bizim çocukları çok sevdi. Daha önce de gelmişti ama şimdi daha iyi aklı erdiği için dah çok zevk aldılar birbirlerinden.
Hepberaber de parka gittik.
Gittiğimiz Maçka parkı'nda Soap Box Race arabalarının sergisi vardı.
Merakla ve beğeniyle izledik , çok yaratıcı modeller vardı.

Her hafatsonu yazlık eve gitmeye devam ediyoruz, ayrıca evde eşya toplamalar devam ediyor. Ama bir kaçamak yapıp Airport alışveriş merkezine gittik.
Çok eğlendik, 3 defa gondola bindik, en çok onu sevdik.


Bu son hafta yine yoğundu, aslında daha anlatmadığımız neler yaşandı ama inanın yetişemiyorum hem resimlerine hem de yazılarına.
Görümemin kızı Ayça'nın doğumgününe gittik.(üstte)
Öğretmen arkadaşlarım geldi ,çocuklarıyla çok eğlendiler.
Onlara özel sofra, pastada mum üfleme ve kına yakma merasimi yaptık.
Japonya'dan misafirimiz var. Kardeşimin arkadaşı Tina geldi. Biz onu o da bizi çok sevdi, çocuklarla da çok iyi anlaştı. Çok sıcakkanlı.


Allahım verdiğin her nimetin şükrünü eda edebilme fırsatı ver.