29 Aralık 2009 Salı

YİNE HAFTASONU

Karnımızı iyice doyurduk...
Artık haftasonlarını yazmak alışkanlık oldu çünkü diğer günlerimiz hep okul-ev arası koşturmakla ve evde de hep ödev yapmakla geçiyor. En kısa tabirle büyük bir sinir harbi yaşıyorum bu yavaş ve isteksiz yapılan ödevler yüzünden.
Allahtan haftasonları var da biraz nefes alabiliyoruz farklı şeyler yaparak.
Cumartesi 10 kişilik bir misafir grubum vardı.Çok özenerek ve zevkle hazırlandım. Sağolsun annem de bizde kaldı çünkü aşure yaptık. Gerçi ben tek başıma da yapabiliyorum ama hazır o bizdeyken ve daha deneyimliyken ve benim kadar meşgul değilken annem yapsın istedim. Malum geçen cumartesi 10 Muharrem'di ve ben de dahil misafirlerim de oruçluydu. Kuran okundu , iftar edildi çok güzel bir gün geçirdim. Aysel halam, Nurhayat yenge, Feriha yenge, Funda, babaannem, dedem,annem,babam ve Latif dayı hepinizin ayağına sağlık, sayenizde evim bereketlendi.Soframın da resmini çekmek istiyordum aslında ama telaştan unuttum.
Ertesi gün sabah evi toplayıp 2 makina çamaşır yıkayıp astıktan sonra yine çocuklara ödev yaptırmaya başladım ama artık sıkılmıştık dün de evdeydik ve biraz çıkalım dedik. Arabamız olmadığı için en yakın alışveriş merkezlerinden biri olan Beylikdüzü'ndeki Migros'a gittik. Bu sefer en uzun gezimiz oldu çoğu yerini gezdik ama esas bizi oyalayan tiyatro gösterisi oldu. Çocukların hoşuna gidince seyretmek zorunda kaldık. Ama sonunda Noel babaya bağlayınca ve yeni yıl yerine noel şarkısı çalınca benim de sinirimden başıma ağrılar girdi. Gerçekten çocuklarımızın beynine dört bir yandan sokulmaya çalışılan bu noel kavramından nefret ediyorum. Yok ağaç süsleme yok noel baba hediyeleri falan filan... Tamam biz de yeni bir yıla yeni umutlarla giriyoruz ama başkalarının adetlerini yapmak zorunda değiliz...off off.
Neyse çocuklar genel anlamda memnun kaldılar hep beraber biraz deşarj olmuştuk ki eve dönünce hala yapılmayan çok ödev olduğunu görene kadar.
Herşeye rağmen mutlu ve umutluyum ama pek huzurlu değilim.
Allahım hem bu dünyada hem de varacağımız dünyada bize huzur ver.

20 Aralık 2009 Pazar

KAÇAMAK

Bu haftaiçi o kadar sıkıldım ki buralarda cumartesi bir kaçamak yapıp İstanbul'a yani şehir merkezine yani Mecidiyeköy Şişli'ye gideyim dedim. Ev-okul-ev, ödev-ders-yemek-temizlik sıkılmıştım. Aldım sabahtan çocukları sıkı sıkı giydirip düştüm yollara. Malum bizim buralardan hedeflediğim yere gidiş abartısız 2 saat sürüyor otobüs+metrobüsle.Yola çıkmadan önce annemle ve arkadaşım Berrak'la Cevahir'de buluşmak üzere sözleştik.Ama maaalesef Berrak'la çok istediğimiz halde buluşamadık. Annemle buluştuk biraz gezip Alperen'i ona emanet edip(eve yollayıp) biz Aslı'yla kız kıza gezmeye devam ettik. Biraz benim biraz da onun ihtiyaçlarını giderip çift katlı otobüse 2 durak için eğlence amaçlı binip geze geze anneme gittik. Tabii yolda sevdiklerimi de görüp sohbet ettim. Yollar,taşlar geçip gidenler bile tanıdık tabii dile kolay doğduğımdan beri orada yaşadım 33 yıllık bir geçmiş, her halini biliyorum oranın. Ve çok doğal da özlüyorum. Ben İstanbul'a inicem de başka projeler yapmayacağım? İmkansız bir şey. Akşam da Aysel halama gittik. Tabii dünden arayıp haber vermiştik. O da çok nazik biri olarak bizi yemeğe davet etti. Annemlerle cümbür cemaat gittik.
Halama vardığımızda çok sevdiği kedisi İran kökenli Tontik'le vedalaşıyordu.
Artık başka evde yaşamına devam edecekti.
Bizde son bir hatıra fotografı çekmek istedik.
Halamın tek misafiri biz değildik, babamın ve tabii halamın da kuzeni Hikmet abi, eşi ve çocukları da davetliydi. Çocuklar daha önceden tanışık oldukları için daha çabuk kaynaşıp güzelce oynayıp hoş vakit geçirdiler.
Biz de halamın güzel sofrasının ve sohbetinin tadını çıkardık.

O gece çocuklarla annemlerde kaldık, bugün babam babannemleri alıp kendi evlerine götüreceği için bizi de bıraktı. Hava bugün çok güzeldi ta ki 18:00'e kadar. Şu an kuvvetli bir lodos ve yağmur eşliğinde yazıyorum. Çocukları yıkayıp, uyuttum. Meteroloji kar , kuvetli yağış ve sel uyarısında bulunuyor. Tabii bu durumda bizi de yarın zor günler bekliyor.Çocuklarla erkenden okula gitmek hele de soğuk ve yağışlı havada inanın tam bir eziyet. Önemli değil 6'da 7'de kalkarız ama hava kuru olsun.

Herşeyin sebebini Yaratıcısı bilir, tevekkül ettik ,utandırma Allahım.

13 Aralık 2009 Pazar

BU ARALAR

Bayram harçlıklarımızla aldığımız scooterlar...
Yazdan beri istiyorlardı ben de bisikletleri var diye oyalıyordum 'bayram harçlıklarınızla alırsınız' diye , tabii çocuk milleti unutur mu? Daha bayramın ilk gününden ilk harçlığı alınca başladılar. Çok sevindiler alınca evin içinde vızır vızır ilk günler , tabii biraz kızınca azalttılar kullanmayı. E ayıptır söylemesi yeni ev çarpmadık ne duvar kaldı ne kapı müdahale etmek farz oldu.
Alperen'in ilk zamanlar matematik sınavıyla arası biraz limoniydi. Aslında matematiği iyi fakat problemleri iyi okumadığı için çözmekte zorlanıyor. Neyseki bu haftaki son sınavdan 4 almış da hepimizin içi ferahlandı.
Aslı hanım da harfleri çok iyi söktü , okumayı hala sevmese de okuması düzeldi artık , mutluyum. Peltekliğini azalttık epey çilek -şilek, çiçek-şişek gel-gelv gibi söyleme şekilleri vardı. Aslında çok tatlı oluyor öyle konuştuğunda ama yazarken ve okurken yanlışlık yapmasın diye doğrularının üstüne basa basa halletmeye çalışyoruz.
Günlerimiz hala ev-okul-ev, evde de okul- tv-yemek-ödev-yemek-ödev-tv ve uyku şeklinde son sürat hiç değişmeden devam ediyor maalesef. Ödevler çok çocuklar yavaş olunca başka hiçbirşeye vakit kalmıyor :(
Bugün aslında 10 Aralık'ta doğan Furkan abimizin doğumgününe katıldık. Bizden başka kimse yoktu başabaşaydık.Halamlar , babannemler ve biz.
Furkan abimizi çok seviyoruz, iyi ki doğmuş.