27 Şubat 2009 Cuma

PAZARDAN BU YANA

Pazar günü babannemdeydik , bizi görünce çok mutlu oldular çünkü haberleri yoktu sadece annemleri bekliyorlardı. Onlar mutlu olunca biz de mutlu olduk.
Güzel, eğlenceli bir gün geçirdik. Hava gerçekten çok soğuktu. Giderken yanımızda oyuncaklarımızı götürmüştük, hiç sıkılmadılar, güzelce oynadılar.


Haftaiçi hep evdeydik mecburen okulumuz tam gün olduğu için pek bir faaliyet yapamıyoruz ki ben yemek ve alış-veriş için bile çok zorlanıyorum.
Düşünün saat 20:00 de evi makina yapıyorum bazı günler çok komik.
17:00 de evde oluyoruz; ödev, yemek,bulaşık, oyun derken vakit geçiyor.
Hatta şimdi daha erken yatırıyorum çocukları. 21:00de yatış hazırlıkları başlıyor, 21:30da en geç yatakta uyumaya başlıyoruz. Akşamları babalarıyla oynamak en büyük zevkleri , güreş, boğuşma hiç fark etmez...

Akşam yemeklerini bazen böyle başabaşa yiyorlar ,bazen bizimle beraber ama her iki türlü de yemeleri çok uzun sürüyor maalesef.
Şu yemek işini hızlandırmanın bir formülü yok mu...?

Bugün Aslı'nın öğretmeni sınıfta sene başına göre daha iyi olduğunu, derslere katıldığını ama daha aktif olmasını beklediğini ve biraz da içine kapanık olduğunu söyledi. Kendimce çok şaşırdım çünkü evde hiç öyle değil içe kapanık değil yani konuşkan ama...?

23 Şubat 2009 Pazartesi

MİM

Sevgili Muko , Çocuğumuzun Büyüdüğünü Nereden Anlarız? konulu mimi güzelce yazıp bana göndermiş. Muko kadar büyük çocuğum olmasa da elimden geldiğince cevaplamaya çalışacağım. Ben de Yavru Kuşun Annesi Yasemin'i mimledim.

Hangisini seçip anlatsam dedim önce , ama tabii Alperen'de karar kıldım sonra ,daha büyük olduğu için.

İlk çocuğum erkek olsun istemiştim Allah gönlüme göre verdi.Gazlı bir bebekti, ilk üç ay herkes gibi düzenimi kuramadım ama sonra çok düzenli bir bebekti güzel oğlum. Hergün aynı saatte yer, aynı saatte uyur, günlük her işini (gezme,oynama v.b.) aynı saatte yapardı.11.ayda dişi çıktı ve yürüdü. Yaşından itibaren tuvalet eğitimini aldı ve düzgün kelimeler kurmaya başladı. 19 aylıkken abi olup hızla büyüme yoluna girdi ister istemez. Güzel oğlum hep uysal, çekingen, uyumlu, meraklı ve becerikli bir çocuktu. Okula başladığ an çekingenliği ve uysallığı gitti. Öğretmeninin konuşması yüzünden tek oturttuğu ve her tenefüs bir vukuatı olan çocuk haline geldi. Zekası ve düzeni Allahtan değişmedi. Evde her sözümü dinler kurallara uyar da okulda bir türlü sağlayamadım bu otoritemi. Kardeşine abilik yapar ama daha çok arkadaş gibiler. Konuşma şekli ve ilgi alanları değişti. Artık etrafında olan her durumun farkında, üzerlerinde düşünüp yorum yapıyor, soru soruyor ve çıkarımlarına onay bekliyor. Büyüyor benim oğlum... Allah bahtını açık etsin.

Her ikisi de resmi okula bu sene başladı, daha önce 2 sene özel yuvada eğitim gördüler. Ama bu sene sanki daha bir büyüdüler hatta bu resimler çekileli daha 5 ay olmasına rağmen şimdiki halleriyle arada dağlar kadar fark var. Hiç konuşmasalar, hiç hareket etmeseler , yaptıklarını anlatmasam bile sadece fotograflar yeter ne kadar büyüdüklerini anlatmaya.

2007 yazında sünnet olmuştu Alperen, 2008 yazında yeniden heveslenip giydiler kıyafetlerini küçük hanım ve küçük bey

ama artık küçük değillerdi fotografa yansıdığı gibi...

22 Şubat 2009 Pazar

SÖZÜMÜZ OLDU

Cumartesiyi çok hevesle bekliyordum günlerdir, sözümüz var diye. Hani şu geçen hafta istemeye gittiğimiz gelin adayı kızımızla yeğenimizin sözünü kesmek için randevulaşmıştık.
Cumartesi için başka güzel programım da Aysel halamın evine sadece yaşıtlarım olan genç akrabalarımın davetli olduğu çaya gitmekti.
Güzel bir sohbet ortamı oldu benim için. Uzun zamandır görmediğim akraba-arkadaşarımı görüp beraber vakit geçirdim. Hatta yaşıt çocuklarımız bile hemen kaynaşıp güzelce oynadılar. (şekil 1 üstteki foto)
Gelelim günün kapanış olayına hatta günün olayı diyebiliriz. Çünkü uzun zamandır evlenmesi istenen ve uygun bir aday bulununca da hemen kolları sıvayan biz (görümcem Sevim abla, kızları ve ben) evliliğe giden her aşamada başka bir heyecan duyuyoruz. Daha önce de paylaştığım duyguları bir daha dillendirsem; evlilik hazırlıkları insanın hayatındaki en heyecanlı,
mutlu ve zevkli telaşlarıdır bence.
Ve ben de bu duyguların paylaşıldığı ortamlarda bulunmaktan zevk alıyorum.
Hele ki sevdiğin ve yakın olduğun kişilerse bunlar
zevki daha çok oluyor.
İşte üstteki mutlu kareler
kız evinde kestiğimiz sözün hatıraları.
Resimdeki kahramanlar:Damat oğlumuz, gelin kızımız, görümcelerim,kayınpederim ve yeğenim Tuğba.
Çocuklarımı maalesef evde olduğu için yine götüremedim anneanneleri bizim evde baktı onlara Allah razı olsun. Her seferinde yazıyorum ama gerçekten annem olmasa halim haraptı. Aslı hanım olaya vakıf şimdiden nişan ve düğünde giyeceklerini planlıyor.
Nişana kadar şimdilik bu telaşa ara verildi. Bu hikayeye nisan-mayıs arası devam edebileceğiz herhalde.
Allah hayırlısıyla tamamına erdirsin inşallah.

19 Şubat 2009 Perşembe

DAYIMIZIN DOĞUMGÜNÜ

Blog ne işe yarar? yazımdan sonra 40 civarı ziyaretçiden hiçbir olumsuz yorum almadım. Ama insanların kafasındaki tabunun değişmesi gerçekten çok zor.
Anlatamazsın ki , anlamazlar ki gerçek amacını, bir hatıra bırakmak isteyişini ve yeni hayatlarla tanışma zevkini....



Geçen pazar önce babannemize gittik. Biz babannemizi süsledik, Nursel halam da bizi. Alperen'e oğlu Furkan'ın (kuzenimiz) izci kıyafetlerini giydirdi.
Çok güldük Alperen'e ,öyle dolaştı bir süre.
Sonra da benim saçlarımı değişik modeller yaptı.
En sevdiğim saçlarıma değişik modeller yapılması zaten.
Haa bu arada Alperen'in yanından ayırmadığı maskesiyle de dedemle poz vermeyi unutmadı.
Oradan çıktık anneanneme...
Çünkü dayımın 29. yaş kulama günüydü. Annemin iki halası da çocuklarıyla gelmişlerdi. Ailece çok güzel bir yemek yedikten sonra pastaları kestik, hediyelerimizi verdik. Dedem de aynı gün doğduğu için biz ona da hediye aldık. Alperen verdi hediyesini dedemin ama ondan önce açmaya çalıştı, meraklı.
Sabahçı olduğumuz için erken ayrılmak zorunda kaldık.
Niye sabahçıyız artık çünkü yeni okulumuza geçtik, oradan haberler daha sonra...

16 Şubat 2009 Pazartesi

BLOG NE İŞE YARAR ?



SEVGİLİ BLOG ARKADAŞLARIM VE ZİYARTEÇİLERİM

ARA SIRA DA OLSA KULAĞIMA GELEN BU BLOG KARŞITI SÖZLER SON ZAMANLARDA ÇOĞALINCA MORALİM BOZULDU.

SİZLERE SORUYORUM LÜTFEN YAZIN:

BLOGUN NE GİBİ ZARARLARI OLABİLİR?

BLOGUN YARARLARINI YAZIN YORUMLARA
AYNEN YAYINLAYACAĞIM...

14 Şubat 2009 Cumartesi

CUMARTESİ GEZİLERİMİZ

Bugün programımız yoğun alduğu için sabah kalkar kalkmaz kek yaptım.
Genelde gideceğim yerlere kendi yaptığım ürünleri götürmeyi tercih ediyorum tabii şartlar uygunsa.
Bugün de babanneme gideceğimiz için kek yapmak istedim. Kek konusunda iyi olduğumu söylerler. Bugün genelde yaptığımdan biraz değişiklik yaptım mutlu çocukların annesi Ayşe'nin kekinden aklıma geldi hindistan cevizi kullandım. Esas hamuru karıştırdıktan sonra yarısını kalıba döktüm ve resimde de görüldüğü gibi bir tarafına ceviz ve limon kabuğu diğer tarafına da hindistan cevizi ve çikolata parçaları koydum. Hamurun kalanına da kakao karıştırıp tekrar üzesine döküp fırına verdim. Sonuç görüldüğü gibi...
Tarifini merak edenlere temel hamuru için:önce 3 yumurta ve 2 bardak şeker karıştırılır. 3 bardak un
1 bardak süt
1 bardak sıvı yağ
1 kabartma tozu ve biraz tarçın
yarım limon suyu
Gerisi yukarıda anlattığım gibi isteğe ve zevke bağlı her malzeme uyar.
Eşim cevizli sevdiği ama çocuklar yemediği için keklerimi genlede yarı yarıya farklı malzemeyle yapıyorum.

Sonra toparlanıp anneme gittim. Çünkü yarın kardeşim ve babamın doğumgünü ve akşam yemeğe anneme halamlar ve biz gideceğiz. Doğumgünü pastasını yapmak için gittim ve çok güzel de yaptım. İnşallah yarın da onu resimleyerek anlatırım.


Canlı müzik dinleyen müzik severler...
Cevahir avm'ye gittik annemden sonra.
Öğrencilerimle buluşup çocuk tiyatrosuna gittik.
Çocuk tiyatrosu Devlet Tiyatrolarına aitti ama
Büyükşehir Belediyesi'nin çocuk tiyatroları inanın çok çok daha güzel.
Geçen sezon da daha çok belediyeninkilere gitmiştik, kesinikle daha eğlenceli ve eğitici.


Koltuklarına güzelce yerleşen öğrencilerim ve afacanlarım...



Tiyatrodan sonra Mimaroba'daki yeni evine taşınan babanneme gittik. Çok mutlu oldu ve olduk. Deniz manzarasında çaylarımızı içtik, sohbet ettik.
Çocuklar dolma harcı yoğurdular babannemle.
Yoğurma işinin her türlüsünü severler ve hemen ellerini yıkayıp işe koyulurlar.


Babanneme doyamadan ayrılıp, Zeytinburnu'ndaki Olivium avm'ye gidiyoruz. Gerçekten de tam bir outlet mağazalar merkezi, çok inridim var ama
biz sadece yarınki doğumgünü sahiplerine hediyeler aldık.
Ve çocukları eğlendirdik.

Kaplan maskesiyle Alperen...
Uçan balonuyla Aslı...

Allah'a şükür bugünü de kazasız belasız ve hastalıksız geçirdik.

Bakalım yarın neler olacak...?








8 Şubat 2009 Pazar

KIZ İSTEDİK...!!!

En büyük görümcemin oğlu Ercan için kız istemeye gittik. İlk defa katıldığım bu adet çok hoşuma gitti. Artık kız istemeye gidecek kadar büyümüşüz yani yaşlanmışız. Tabii eşim dayısı olduğu için ben de yenge olarak gittim. Bizden kayınpederim, kaynım, eltim gittik. Tabii Sevim abla
(görümcem), kızları Pınar ve Tuğba, Celal abi(eniştemiz) ve tabii yeni damat Ercan. Müstakbel gelinimiz sağdaki resimde yeşil bluzlü kızımız inşallah.
Allah tamamına erdirsin hayırlısıyla inşallah. Artık ok yayadan çıktı sırasıyla söz, nişan, kına ve düğün gelecek inşallah.
Çok heyecanlı ve zevli koşuşturmacalar, ben çok severim sanki kendi oğlum evleniyor gibi hevesliyim.
Cumartesi eşim işten gelince babanneme gittik. Süpriz ki Aysel halam da oradaydı, çok sevindim. Beraber yemek yedik, sohbet ettik. Sonra akşam için hazırlanmaya Fatih'e kayınvaldemlere gittik çünkü çocukları da oraya bırakacaktım.
Hiç üzmemişler hala ve babaannelerini benim güzel çocuklarım.
Artık tatil bitti. Ve şükür ki yeni okulumuzun inşası da bitmiş. İnşallah haftaya yeni binaya geçeceğiz. Tatlı bir heyecan ve koşuşturmaca yine başlayacak.

6 Şubat 2009 Cuma

TATİL ANILARI-3

Eveeet.... Bakalım nerede kalmışız, aman bir günümüz bile eksik kalmasın sonra tarihi yanıltmış olmayalım.


05 şubat perşembe, kıdemli velilerimden Yeşim hanıma(kıdemli veli:daha önce büyük çocuğunu da okuttuğum veli) davetliydik. Öğrencim Zeynep'in kardeşi oldu ve onu kutlamaya gittik.Melek Betül hanım(alttaki bebek) dünyaya teşrif etti, ablası Zeynep çok mutlu. Tabii bizimkilerle de çok iyi anlaşıyor Zeynep ve bütün orada bulunduğumuz zaman içinde odasında güzelce oynadılar. Sadece biz değildik tabii , süpriz misafirimiz Nisa hanım(üstteki bebek), abisi Muhammed ve annesi ile birbirinden güzel Özge ve Öznur ablalarımız ve anneleri. Hepsini de özlemişim ne güzel sohbet ettik, doyamadım. Çünkü en erken ben kalktım mecburen çünkü Aslı'nın biraz ateşi vardı.



06 şubat cuma, daha önceden sözleştiğim üniversite arkadaşlarımla buluşacaktım. Daha doğrusu arkadaşım Esra ve ben Elif arkadaşımızın Üsküdar'daki evine gittik. Bekar ayrıldığımız üniversiteden şimdi hepimiz evli ve çocuklu olarak buluşunca çok eğlenceli oluyor.Üçümüzün de oğlu var, bugün tek kız Aslı kaldı ama kızım yine de çok güzel oynadı, evden alışkın olduğu için.
Evinde bizi güzel ağırlayan Elif ve oğlu Kerem'e teşekkür ediyoruz.



Giderken otobüsle gittik ama dönüşte hava hala güzel olduğu için vapurla dönmeye karar verdim. Karşıya gidip de eğer uygunsa vapur ya da motorla dönmemek olmaz. Hem de üst katta ve açıkta oturduk ,martılarla beraber seyahat ettik.
Öyle dinlendirici ve huzur verici bir yolculuk ki anlatamam...
Tabii biz büyük bir kısmını konuşarak geçirdiğimiz için tam tadına varamadım ama size tavsiyem mutlaka bu güzel havalarda bir deniz havası alın.


Ne zamandır mecburen tek yaşayan Zeytin'e bugün eve gelirken bir de arkadaş aldık:Karabiber ya da Küçük Karabalık
Tam karar veremedik adına ama geçen ay gittiğimiz bir çocuk tiyatrosunun adı olan Küçük Karabalık daha çok sevildi galiba.

4 Şubat 2009 Çarşamba

TATİL ANILARI-2

03 şubat salı, evimizi toparlayıp hem bugün davetli olduğumuz yere götürmek hem de yarınki misafirlerimiz için mahlepli kurabiye yapmaya başladım. Tek başına başladığım bu işi 3 kişi bitirdik. Gören geldi , Aslı hanım yoğurdu, Alperen ve ben şekil verdik. Güzel bir iş çıkardık.


Hazırlanıp davetli olduğumuz Asiye ablalara gittik.
Çocuklar iyice kurtlarını döktüler, bol bol oynadılar , biz de çay içip sohbet ettik.

Sofrada bizim afacanlar...

Asiye ablalardan hepberaber çıktık, hava çok güzeldi, biraz dolaştık sonra eve geldik.
Akşam Alperen tutturdu 'Karton faaliyeti yapalım.' İyi ama ne yapalım hemen açtık 365 gün faaliyet kitabımızı ve maske yapmaya karar verdik.
Tabii ben çizip kestim , onlar boyayıp süslediler.


Canım oğlum yine zorla ders çalışırken, aslında tam da zorla sayılmaz da , hep böyle gevşek ve lakayt bir şekilde yapıyor ödevlerini ya da okumasını. Çok nadir masa başında düzenli yaptırabiliyorum ama buna da şükür tabii.
04 şubat çarşamba, bugün halalarımızı(görümcelerim) davet etmiştik. Sadece 2 halamız geldi çocuklarıyla ve annem. Çocuklar yeğenleriyle çok eğlendi. Düğün cd mi seyrederek biraz nostalji yaşadık, çay içip sohbet ettik. Hepimiz için güzel bir gündü.
Misafirlerimiz gittikten sonra dışarı çıkıp , Nişantaşı parkına gittik, hava güzeldi. Sallanıp kaydılar, hava alıp evimize döndük.

Allahım görünür görünmez kazalardan , belalardan ve hastalıklardan bizi koru.






2 Şubat 2009 Pazartesi

TATİL ANILARI

Tatil anıları resimsiz olmaz ama daha önce dediğim gibi fotograf makinasını geçen pazar gittiğimiz yazlık evde unutunca hafta içi yazmak hiç içimden gelmedi ama elimdekilerle idare edip şöyle kısaca haftanın özetini geçelim de ilerde tatilimizi nasıl geçirdik hatırlayalım istedim.


26 ocak pazartesi, malum ev işlerinden sonra doğum yapan bir velimi ziyarete gittim çocuklarla. Öğrencilerimi uygun zamanlarda evlerinde ziyaret ediyorum, onlar da bunu bildiklerinden dört gözle bekliyorlar.(annelerinin anlatımı)Maalesef taşıncak olan ve sınıfımızdan da bu sebeple ayrılacak olan öğrencimin annesi de gelmişti oraya , dertleştik, sohbet ettik ve evimize döndük. Çocuklar çok güzel eğlendiler Sena'yla birlikte. Eve gelirken biraz alış-veriş yaptık çünkü akşam yemeğine yatılı misafirlerimiz vardı. Sevim halamızın kızları Pınar ve Tuğba bize geldi. Beraber güzel bir akşam yemeği yedik, sohbet ettik, çocuklarla oynadılar.Çocuklar Pınar ve Tuğba ablalarını çok seviyorlar, kendileriyle oynadıkları için.



27 ocak salı, misafir ablalarımızla güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra onlar işe gittiler 11:00 gibi ama o arada Alperen'in biraz ateşi çıkmaya başladı.Evi toparlayıp, temizledikten sonra daha önceden söz verdiğim velilerime gitmek üzere yola çıktım Alperen'i evde babasına bırakarak ama her ikiside uyuyordu. Öğrencilerimde önce Sedalara sonra da Aleynalara gittik Aslı'yla. Allahtan annem Sedalardayken beni arayıp istersem eve gidip Alperen'in yanında durabileceğini söyledi. Allah annemden razı olsun öyle rahatlattı ki beni bu teklifi içim ferahlandı çünkü oturuyordum ama aklım hep evdeydi , babası vardı ama anneanne gibi olmazdı... Her iki evde de Aslı çok mutlu bir şekilde öğrencilerimle oynadı, biz de sohbet ettik velilerimle. Sonra çıkıp yürüyerek evimize geldik Aslı'yla. Her ne kadar evden çıksam da ev gezmesi için beni kesmiyor , şöyle yollarda yürüyüp biraz hava çekmeliyim içime , çok seviyorum açık havada yürümeyi. Çocuk olunca hep vesaitle gitmek zorunda kalıyorsunuz ister istemez ama her fırsatta yürümeye ve onları da alıştırmaya çalışıyorum. Alperen'i tabii ki öyle boş tutumadım böyle acil durumlarda süper ilacım sarımsak. Sabah ateşi vardı ve hemen bir diş sarımsağı aspirin gibi kesip kesip oğluma su eşliğinde yutturdum. Her seferinde böyle yapıyorum ve çok memnunum , herkese tavsiye ederim. Eve geldik, Alperen sıkılmış. Zaten akşam yemeğine Aysel halama davetliydik ve aldık gittik Alperen'i hepberaber çok güzel bir akşam geçirdik. Halam süper bir yemek yapmıştı benim özel talebim doğrultusunda ama gerçekten çok güzel olmuştu , tekrar ellerine sağlık.


İşte o süper lezzet Hünkar Beğendi...



Güzel oğlum ders çalışırken...


Tatil ödevlerimiz biraz fazla olduğundan (80 sayfa matematik kitabından ödev + 10 kitap okunacak) kitabımızı gittiğimiz yerlere yanımızda götürüyoruz.

Halamın İran kedisi Tontik Aslı'nın biricik sevgilisi, sürekli kucağına almak, okşamak ve tüylerini taramak isityor. Tontik de sürekli kaçmak isitiyor.

28 ocak çarşamba, Sabah rutin ev toparlama ve temizlik , çamaşır işlerinden sonra Öğretmen arkadaşım Berrak'ın evine gittik. Onun iki kızı Ecem ve İrem'le güzelce oynadılar. Çiğdem arkadaşımız da bir saatliğine uğradı sağ olsun. Güzel vakit geçirdik, sohbet ettik, çay içtik ve döndük.Eşimde hafiften hastalık emareleri görülmeye başlandı.

29 ocak perşembe, bugün eşim bizi babannemlere götürecekti annemle beraber ama maalesef işten hasta bir şekilde gelince , biraz da yağmuru görünce bizim plan yattı. Biz de annemle beraber çocukları alıp aile dostumuz ve uzaktan akrabamız olan Esin ablalara gittik. Üç kızı var ve bizim çocuklar orada çok mutlular çünkü en küçük kızı Zeynep , Aslı ile yaşıt ve güzel oynuyorlar.

30 ocak cuma,hasta hasta işe giden eşim artık tamamen gripten yatağa düştü ama ne grip; mide bulantısı, öksürük, burun akıntısı, baş ağrısı, halsizlik ne isterseniz var. Her türlü tedavi uygulandı ama pek cevap alamadık. (sarımsağı uygulayamadık ,istemedi) Sabah eşim iş dönüşü 11:00'de bizi Türkiye Gaztesi hastanesine bıraktı.Hem Alperen'in hem de Aslı'nın gözlerini kontrol ettirmek istedim.Sınıfımda 1.sınıftan beri gözlük takmak zorunda kalan öğrenci sayısı sürekli arttığı için ben de bir ön kontrol yaptırmak istedim. Allah'a şükür hiçbir sorun çıkmadı.Daha önceden öğrencilerimden ulaşabildiklerimi arayıp Cevahir AVM'deki çocuk tiyatrosuna giceğiz diye sözleşmiştik.13:30'da buluştuk ve 10 öğrencim gelebilmişti anneleriyle ve misafirleriyle.Çok güzel bir oyunculuk içeren tiyatroydu, annenin çocuk sevgisi üzerineydi.Sonra eve döndük tabii.

31 ocak cumartesi, eşim işegidemedi ve yatağa düştü. Biz de bu sebepten evdeydik. Sadece market alışverişine çıkabildim.Eve gelirken hamur aldım.Aslı ne zamandır pizza yemek istiyordu. Ekmek hamuruyla çok güzel pizza yaparım söylemesi ayıp. Bu seferde Aslı ile beraber yaptık ama resim çekemedik malum. Çocuklar evde ödev yaparak, oyun oynayarak ve maalesef tv seyrederek vakit geçirdiler. Bütün gün evde oldukları için sıkıldılar akşama doğru ve başladılar 'Ya dışarı çıkalım ya da bize birileri gelsin.' diye. Tabii saat uygun olmadığı için ben de annemle babamı bize çağırdım, hemen geldiler sağ olsunlar. Hem çocuklar hem de onlar mutlu oldular.

1 şubat pazar, babam yazlık eve gittiği için annem bize geldi.Beraber lahana dolması yaptık , çok severim de. Biz de çocukları alıp Osmanbey'i dolaştık, mağazaları gezdik eve döndük. Hava çok soğuktu ama çok iyi geldi dışarda dolaşmak.Sonra eve gelip çay keyfi yaptık.Fotograf makinama kavuştum :))

2 şubat pazartesi, sabah işlerini aynen yapıp, hazırlandık.Eşim işten gelip bizi 12:30'da Aysel halama götürdü, çaya davetliydik bu sefer de ama başka misafirleri de vardı.Çok güzel vakit geçirdik sonra da Asiye abla ile bize geldik 17:00'de çocuklar arkadaşlarıyla biraz daha oynadı.Asiye ablanın 2 kızı Gözde(6) ve Sena(3) benimkilerle yaşıt sayılır, iyi anlaşıyorlar.

Mevlam görelim neyler

Neylerse güzel eyler...

Allahıma çok şükür , çok şükür...