26 Mart 2009 Perşembe

OKUL-ARKADAŞLAR-EV

Bugün yarım gün okula gitmedim,annemin kendi sınıfına gezisi vardı. Onlara katıldım, iyi ki de katılmışım. Santralistanbul'a gittik. Eskiden İstanbul'a enektrik sağlayan bir fabrikaymış. Ama şimdi çok güzel bir enerji müzesi olmuş.


Çok bilgilendik ve eğlendik. Bize yararlı bilgileri eğlenceli bir ortamda öğrettiler, sonra da oyuncak adını verdikleri deneylerin bulunduğu alana geçtik. En eğlenceli bölüm orasıydı. Ellerimizin nasıl iletken olduğunu, bilyelerden nasıl yağmur sesi çıktığını, termal kamerayı görüp öğrendik.

Tenefüsteki halimiz, annem de görüntüledi.
Hep böyle boğuşmaca içindeyiz arkadaşlarla.
Bu da geçen cuma okulumuzdaki Nevruz kutlamasından, sınıfça halay çekerken...


Akşam canımız sıkılınca annem de 'Hadi tahta boyayın'dedi. Biz de tahta parçası boyayacağız sandık ama işte görüyorsunuz ki evdeki tahta kaşıkları boyadık. Çok eğlenceli ve güzel oldu. Biraz biz de boyandık ama olsun...





22 Mart 2009 Pazar

TİYATRO

Geçen hafta önce çocukları Kibritçi Kız adlı tiyatroya götürdüm. Büyükşehirbelediyesi 'nin tiyatroları mükemmel. Biraz hüzünlüydü malum hikayeyi bilenler bilir.
Ondan sonra iki cuma da kendim gittim tiyatroya çocukları babalarına bırakarak cuma akşamları. İstanbul Efendisi adlı tiyatroya halam ve annemle, Vişne Bahçesi'ne de babam ve halamla gittim. Ama İstanbul Efendisi süper bir müzikal herkese tavsiye ederim. Hem müzikal hem komedi süper bir oyun ve oyunculuk harika.
Okulumdan hiç memnun değilim özellikle idareden artık iyiyce sıkıldım. Ama bazı görevlerim yüzünden sürekli görüşmek zorundayım ama herşeyden elimi ayağımı çekesim var onlara kızgınlığımdan ama işte serde mükemmeliyetçilik var ya buna engel oluyor.
Neyse daha keyfim tam yerine gelmedi ama bu haftam bayağı yoğun geçti 3 gün misafirim vardı. Ayrıca okulda 2 tören düzenledim,sınıfiçi etkinliklerim de vardı bayağı yoruldum yani ayıptır söylemesi.
Herşey için Allah'ıma binlerce şükür.

11 Mart 2009 Çarşamba

SIRA BEN DE Mİ?

Şimdi de benim canım istemiyor.
Bu isteksizlik nedir bilmem ama okulun tam güne dönüşü ve benim ev işlerine yetişemeyişim mi bilmem ama gerçekten hergün açtığım bilgisayarı bazı akşamlar hiç elime bile almıyorum. Fotograf makinasındaki resimleri bile bilgisayara kaydetmedim.
Çocukları uyutup, biraz etrafı toplayıp seriliyorum koltuğa elimi hiçbir işe sürmüyorum. Okulda beynen ve bedenen çok yoruluyorum. Yapıtığımın en iyisi olmasını istemek gibi yüksek hedeflerim var, bu da beni yoruyor.
Eve 2 çocukla yürüyerek ve alış-veriş yaparak gelmek bile beni yoruyor. Üstümüzü değiştirip karınlarını doyuruyorum. Başlıyorlar oyuna, Alperen'e zorla 10 sayfa kitap okutuyorum binbir dil dökerek. Sonra yemek hazırlama ve toplama telaşı 2 defa; eşim 18:00de yiyor, çocuklar 19:30da. Yemekten sonra 3 gündür çocuklarla yerden yüksek oynuyoruz salonda inanamazsınız, ilk gün ben de kendime inanamadım. Ama o kadar çok zevk alıyorlar ki devam ettim. Tabii ne kadar devam edeceğim bilinmez koltuklar mahvoluyor:))

6 Mart 2009 Cuma

GEÇEN HAFTA

Aysel halamın ünlü Hünkarbeğendi'sini yapmak için geçen hafta cumartesi Mimaroba'ya babannemlere gittik beraber. Dedemler bizi görünce çok mutlu oldular her zamnki gibi. Onları öyle gördükçe her gün gidesim geliyor ama malum iş-güç.
Halamla dönerken Eskişehir'de yaşayan kuzenimin İstanbul'a annesine(büyük halama) geldiğini öğrenince rotayı halama çevirdik hemen çünkü 6 aydır görüşmüyorduk. Tabii netten ve telefonla görüşüyorduk ama canlı gibi olmuyor hele bir de büyümekte olan yeğenimiz varken hiç olmuyor. Damla hanımı görünce çok büyümüş bulduk, dişleri çıkmış ,yürüyor ,gülüyor, çok tatlı olmuş maşallah. Tabii bizim afacanlar çok sevdiler ve güzelce oynadılar Damla'yla.

Aynı cumartesi akşamı öğretmen arkadaşım Berraklara gittik.
Çocuklarımız çok güzel anlaşıp oynadılar, bizi hiç üzmediler.
Sağolsun arkadaşım bizi çok güzel ağırladı, bir daha teşekkür ederim.


Aslı hanım okulumuzun yeni düzenine göre öğlenci 12:00-16:30 arası okulda olması gerekiyor. Bizimse(Alperen ve ben) 08:30-16:10 arası okulda olmamız gerekiyor. Mecburen annem gene kurtarıcım oldu (Allah ondan razı olsun)Sabah babamları yolcu edip bana geliyor ve biz hemen çıkıyoruz sonra Aslı'yı alıp getiriyor önce sınıfa çünkü hanımefendi beni görmeden dah doğrusu öğrencilerimi görmeden kendi sınıfına inmiyor. O gün seçtiği 2 öğrencim eşliğinde kendi sınıfına geçiyor. Bu da size öğretmen çocuğu kaprisi örneği olsun. Allah daha beterinden korusun.

Bu haftanın en güzel olaylarından biri de Troya gösterisine gitmemdi. Eşimden çocuklara bakmasını rice ederek annemlerle ve öğretmen arkadaşlarımla gittiğim gösteriden çok memnun kaldım. Ama eşimin çocuklara baktığını ve nasıl olur da böyle bir gösteriyi kaçırdığına şaşırıyorsanız, yanılıyorsunuz. Çünkü büyük görümcemin küçük kızı Tuğba'yı benden habersiz çağırıp çocuklara bakmasını rica etmiş ve kendisi de her çarşamba gittiği halı saha maçına kaçmış. İşte varın gerisini siz düşünün. Tuğba'ya da ayrıca teşekkür ederim tabii.
Genelde hafta koşturmaca içinde geçiyor. Artık üç öğretmen arkadaşla aldığımız yeni bir kararı uygulamaya koyduk ve öğlen arası yandaki jimnastik salonunda egzersiz yapıyoruz. İnşallah faydasını göreceğiz. Bugün de sınıf gezimiz vardı Deniz Müzesi'ne, çok güzel geçti sonra da velilerimle kısa bir program.
Allahıma çok şükür herşey gönlüme göre oluyor.