29 Aralık 2009 Salı

YİNE HAFTASONU

Karnımızı iyice doyurduk...
Artık haftasonlarını yazmak alışkanlık oldu çünkü diğer günlerimiz hep okul-ev arası koşturmakla ve evde de hep ödev yapmakla geçiyor. En kısa tabirle büyük bir sinir harbi yaşıyorum bu yavaş ve isteksiz yapılan ödevler yüzünden.
Allahtan haftasonları var da biraz nefes alabiliyoruz farklı şeyler yaparak.
Cumartesi 10 kişilik bir misafir grubum vardı.Çok özenerek ve zevkle hazırlandım. Sağolsun annem de bizde kaldı çünkü aşure yaptık. Gerçi ben tek başıma da yapabiliyorum ama hazır o bizdeyken ve daha deneyimliyken ve benim kadar meşgul değilken annem yapsın istedim. Malum geçen cumartesi 10 Muharrem'di ve ben de dahil misafirlerim de oruçluydu. Kuran okundu , iftar edildi çok güzel bir gün geçirdim. Aysel halam, Nurhayat yenge, Feriha yenge, Funda, babaannem, dedem,annem,babam ve Latif dayı hepinizin ayağına sağlık, sayenizde evim bereketlendi.Soframın da resmini çekmek istiyordum aslında ama telaştan unuttum.
Ertesi gün sabah evi toplayıp 2 makina çamaşır yıkayıp astıktan sonra yine çocuklara ödev yaptırmaya başladım ama artık sıkılmıştık dün de evdeydik ve biraz çıkalım dedik. Arabamız olmadığı için en yakın alışveriş merkezlerinden biri olan Beylikdüzü'ndeki Migros'a gittik. Bu sefer en uzun gezimiz oldu çoğu yerini gezdik ama esas bizi oyalayan tiyatro gösterisi oldu. Çocukların hoşuna gidince seyretmek zorunda kaldık. Ama sonunda Noel babaya bağlayınca ve yeni yıl yerine noel şarkısı çalınca benim de sinirimden başıma ağrılar girdi. Gerçekten çocuklarımızın beynine dört bir yandan sokulmaya çalışılan bu noel kavramından nefret ediyorum. Yok ağaç süsleme yok noel baba hediyeleri falan filan... Tamam biz de yeni bir yıla yeni umutlarla giriyoruz ama başkalarının adetlerini yapmak zorunda değiliz...off off.
Neyse çocuklar genel anlamda memnun kaldılar hep beraber biraz deşarj olmuştuk ki eve dönünce hala yapılmayan çok ödev olduğunu görene kadar.
Herşeye rağmen mutlu ve umutluyum ama pek huzurlu değilim.
Allahım hem bu dünyada hem de varacağımız dünyada bize huzur ver.

20 Aralık 2009 Pazar

KAÇAMAK

Bu haftaiçi o kadar sıkıldım ki buralarda cumartesi bir kaçamak yapıp İstanbul'a yani şehir merkezine yani Mecidiyeköy Şişli'ye gideyim dedim. Ev-okul-ev, ödev-ders-yemek-temizlik sıkılmıştım. Aldım sabahtan çocukları sıkı sıkı giydirip düştüm yollara. Malum bizim buralardan hedeflediğim yere gidiş abartısız 2 saat sürüyor otobüs+metrobüsle.Yola çıkmadan önce annemle ve arkadaşım Berrak'la Cevahir'de buluşmak üzere sözleştik.Ama maaalesef Berrak'la çok istediğimiz halde buluşamadık. Annemle buluştuk biraz gezip Alperen'i ona emanet edip(eve yollayıp) biz Aslı'yla kız kıza gezmeye devam ettik. Biraz benim biraz da onun ihtiyaçlarını giderip çift katlı otobüse 2 durak için eğlence amaçlı binip geze geze anneme gittik. Tabii yolda sevdiklerimi de görüp sohbet ettim. Yollar,taşlar geçip gidenler bile tanıdık tabii dile kolay doğduğımdan beri orada yaşadım 33 yıllık bir geçmiş, her halini biliyorum oranın. Ve çok doğal da özlüyorum. Ben İstanbul'a inicem de başka projeler yapmayacağım? İmkansız bir şey. Akşam da Aysel halama gittik. Tabii dünden arayıp haber vermiştik. O da çok nazik biri olarak bizi yemeğe davet etti. Annemlerle cümbür cemaat gittik.
Halama vardığımızda çok sevdiği kedisi İran kökenli Tontik'le vedalaşıyordu.
Artık başka evde yaşamına devam edecekti.
Bizde son bir hatıra fotografı çekmek istedik.
Halamın tek misafiri biz değildik, babamın ve tabii halamın da kuzeni Hikmet abi, eşi ve çocukları da davetliydi. Çocuklar daha önceden tanışık oldukları için daha çabuk kaynaşıp güzelce oynayıp hoş vakit geçirdiler.
Biz de halamın güzel sofrasının ve sohbetinin tadını çıkardık.

O gece çocuklarla annemlerde kaldık, bugün babam babannemleri alıp kendi evlerine götüreceği için bizi de bıraktı. Hava bugün çok güzeldi ta ki 18:00'e kadar. Şu an kuvvetli bir lodos ve yağmur eşliğinde yazıyorum. Çocukları yıkayıp, uyuttum. Meteroloji kar , kuvetli yağış ve sel uyarısında bulunuyor. Tabii bu durumda bizi de yarın zor günler bekliyor.Çocuklarla erkenden okula gitmek hele de soğuk ve yağışlı havada inanın tam bir eziyet. Önemli değil 6'da 7'de kalkarız ama hava kuru olsun.

Herşeyin sebebini Yaratıcısı bilir, tevekkül ettik ,utandırma Allahım.

13 Aralık 2009 Pazar

BU ARALAR

Bayram harçlıklarımızla aldığımız scooterlar...
Yazdan beri istiyorlardı ben de bisikletleri var diye oyalıyordum 'bayram harçlıklarınızla alırsınız' diye , tabii çocuk milleti unutur mu? Daha bayramın ilk gününden ilk harçlığı alınca başladılar. Çok sevindiler alınca evin içinde vızır vızır ilk günler , tabii biraz kızınca azalttılar kullanmayı. E ayıptır söylemesi yeni ev çarpmadık ne duvar kaldı ne kapı müdahale etmek farz oldu.
Alperen'in ilk zamanlar matematik sınavıyla arası biraz limoniydi. Aslında matematiği iyi fakat problemleri iyi okumadığı için çözmekte zorlanıyor. Neyseki bu haftaki son sınavdan 4 almış da hepimizin içi ferahlandı.
Aslı hanım da harfleri çok iyi söktü , okumayı hala sevmese de okuması düzeldi artık , mutluyum. Peltekliğini azalttık epey çilek -şilek, çiçek-şişek gel-gelv gibi söyleme şekilleri vardı. Aslında çok tatlı oluyor öyle konuştuğunda ama yazarken ve okurken yanlışlık yapmasın diye doğrularının üstüne basa basa halletmeye çalışyoruz.
Günlerimiz hala ev-okul-ev, evde de okul- tv-yemek-ödev-yemek-ödev-tv ve uyku şeklinde son sürat hiç değişmeden devam ediyor maalesef. Ödevler çok çocuklar yavaş olunca başka hiçbirşeye vakit kalmıyor :(
Bugün aslında 10 Aralık'ta doğan Furkan abimizin doğumgününe katıldık. Bizden başka kimse yoktu başabaşaydık.Halamlar , babannemler ve biz.
Furkan abimizi çok seviyoruz, iyi ki doğmuş.

30 Kasım 2009 Pazartesi

BAYRAMLIK

KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUNKayınvaldemlerde halalar,amca ve yengesi ile yeğenler hep birarada...
Bayramın 1.günü babannemde kahvaltıyla başladık bir klasik olarak. Babamlar da oradaydı, sonra kayınvaldemler, teyzemler, anneannemler, dayımlar ve yine annemler diye devam eden birinci gün gezimiz ertesi günde aynı hızla devam etti. Aysel halama kahvaltıya gittikten sonra eşimin teyzesine, dayısına, ablası ve abisine giderek 2. günü de tamamladık. 2.günün sabahı Aslı'nın sağ kulak altı şiş olarak uyanınca kendimce kabakulak teşhisi koydum çünkü başka seçenek yoktu. İçte kızarıklık ve ağrı yok sadece kuru şişlik. Allah'a şükür iyi.
Çocuklar bayram gezmelerini çok seviyorlar, her evden çıkışımızda 'şimdi nereye gidiyoruz?' diye sıradaki evi merak ediyorlardı.
Kalabalık bir aile olmamız, bizim de aksatmadan onları ziyaret ediyor olmamız çocuklarda bayram gezmelerini sevme duygusunu arttırdı.
Hele ki topladıkları harçlıkla istedikleri oyuncağı almalarına izin verecek olmamız bu bayramdaki mutluluklarını arttırdı.
Aslı scooter, Alperen de uzaktan kumandalı araba alma hevesiyle her verilen harçlıktan sonra bir daha saydılar paralarını büyük bir heyecanla.
Oğlum bu bayram çok çay içti.
Neredeyse her ikram edilen yerde bize eşlik etti o güzel bardak tutuşuyla.

Mevla biz affede
Gör ne güzel ıyd olur
Cürmü hatalar gide
Bayram o bayram olur
Hepimizin gerçek bayram yapacağımız günlere...

22 Kasım 2009 Pazar

İKİ HAFTASONU BİR ARADA

Şu Facebook'taki çiftliğe başlayalı blogumu çok boşladım, hiç hoşuma gitmiyor. Hafta boyunca resimleri çekiyorum yazacaklarım az çok belli ama bilgisayara bile yüklemiyorum. Açar açmaz çiftliğe ekip biçmeye başlıyorum. Artık dur demeli ve bloguma dönmeliyim dedim ve başladım.
Geçen pazar hava soğuktu yazlığa gitmek istemedik ve annemle çocukları alıp Aymerkez'e gittik. Gezdik, çocuklar için güzel oyun alanı da vardı. Ama bizimkiler yalnız oynamıyorlar ki biz de rahat gezelim.İlla 'bekleyin yanımızda' neyse onların da gönlünü yaptık, sonra da kendimizin.
Alacağı topun hevesiyle babasıyla gezen Alperen o gün çok heyecanlıydı. Sonunda kırmızı bir futbol topu aldı.
Güzel çocuklarım daha ders çalışma havasına tam giremediler ödev yapmaktan.
Tabii ki fazla ödevden yakınmıyorum çünkü ödev verilmediği zaman çalışmayacaklarını biliyorum. Tek sıkıntım odalarına geçip çalışmamaları. İlla beni de yanları da istiyorlar, gelemeyince de resimde görüldüğü gibi mutfağa yanıma taşınıyorlar. Hallerine çok üzülüyorum. Sabah benimle okula geldiklerinde bütün ödevi akşamdan bitirmeleri gerekiyor ama 18:00 de geldiklerinden yemek-tv derken 19:00 dan önce derse başlayamıyorlar ve ben ikisinin arasında gidip gelmekten ikisinin de durumu yarım. Bu cuma aldıkları karneler çok güzel ama ben biliyorum çocuklarımı Aslı'nın okuma ve diktesi zayıf, Alperen'in de problemlerle başı biraz dertte iyi okumadığı için. Canım bu duruma çok sıkılıyor...

Okuldan gelince bu aralar en sevdikleri oyunda boğuşmaca-güreş karışımı bir oyun. Bayılıyorlar ve çok zevk alıyorlar. Aslı hanım tam bir erkek gibi saldırıyor abisine. Alperen de zevk alıyor bu durumdan.

Bu hafta bayağı yoğundu benim için salı günü Aslı'nın veli toplantısı vardı: Öğretmeni diktesinin ve okumasının zayıf olduğunu söyledi :((

Çarşamba günü yeni okulumdan 15 arkadaş geldi okul çıkışı çaya bana çok telaşlı ve güzel bir gündü. Eğlendik okulun sıcak ortamını evime taşıdım, ben de gelenler de memnun kaldık.

Cumartesi yemeğe misafirm vardı, çok sevdiğimiz eşim tarafından akrabamız olan bir aile. Bütün gün evden çıkmadık güzel bir iftar hazırladık, Allah kabul etsin. Çocuklar gelen arkadaşları Meliha ile iyice coştular.

Pazar yani bugün 2 haftadır ertelediğimiz büyük görümcemlere kahvaltı gezisini gerçekleştirdik. Ellerine sağlık çok güzel bir sofra hazırlamışlardı.Ama ben üzgündüm hazırladığım börekleri pişirip götüremediğim için. Dünden sarmıştım sabah pişirip sıcak sıcak yeriz diye ama kesik elektirikle uyanınca bütün planlarım suya düştü. Evlerinin hemen karşısına yeni açılan büyük bir alış-veriş merkezi ve Real marketi gezmeye götürdük çocukları.
Sonra da hepberaber ortak bir akrabamızın nikahına gittik ama kalabalıktan gelinle resmini çekemedim kızımın çok istediği halde. Ellerinde nikah şekeri ve nikahta çekilen fotograf olan meraklılar. Biz de halasının kızları Pınar ve Tuğba ablalarıyla olan nikah resmini ekledik. Kızlar herşey için teşekkürler...
Oradan babaannelerini ve halalarını da ziyaret edip evimize döndük elhamdülillah.



Allahım bu güzel günleri değerlendirme fırsatı ver.

13 Kasım 2009 Cuma

GEÇEN HAFTASONU

Şu farmville denen çiftliğe ve Facebook'a üye olunca maalesef blog yazmaya pek fırsat olmuyor. Gerçi hayatımız düzene ve tekdüzeliğe girince de haftasonlarından başka yazacak pek birşey olmuyor. Ama genel olarak pek bir sıkıntı yok Allah'a şükür. Alperen'in ders durumudan memnunum, derslerini güzelce ve hevesli bir şekilde yapıyor maşallah. Ama Aslı hanım beni biraz üzüyor hem okurken hem yazarken. Zaten hiç de hevesli değil, ben onu o da beni çok zorluyoruz birbirimizi bakalım sonuç ne olacak. Şu birinci sınıf velisi olmak inanın birinci sınıf öğretmeni olmaktan daha zor. Sabahları benimle okula geldikleri için bütün ödevleri akşamdan yaptırmaya çalışıyorum ve bayağı sıkışıp sıkılıyorlar ama ne yapalım başka çarem yok.
Geçen cumartesi 'hep ben geliyorum, bu sefer de sen gel' diyen canım arkadaşım Berrak öğretmene gittik. Ama bizim evden onlara 3 vesait değiştirdik, e hal böyle olunca metrobüste uyuklayan Alperen takıldı objektiflere önce...
'Resim çekicem' deyince poz veren kızlar(İrem,Ecem ve Aslı)
Varır varmaz Berrak'ın hazırladığı o güzel sofraya oturduk hemen, hepimiz acıkmıştık, tabii onlarda bizi beklerken. Artık eskisi gibi yakın oturmadığımız için...:(
Sonra çocuklar bol bol oynadılar ama daha çok gürültü mü yaptılar demeliydim..?
Yeni nesil çocukların oyundan anladıkları bu herhalde:bağırarak oynamak


Yerinde duramayan ve kızları rahat bırakmayan Alperen
(kızlarda pek rahat bırakılmak istemediler hani...)



Pazar günü de hava çok güzeldi, gerçi bahçeye inip güneşten bol bol yararlanmak istiyordum ama uzun zamandır methini duyduğum Beylikdüzü pazarına da gitmek istedim. Önce bahçeye yani yazlık eve inip ön hazırlık yaptıktan sonra pazara gittik annem ve çocuklarla , ne büyük ve ne düzenli pazardı, çok beğendim, herşey var , çok fiyatlı da değil tabii ne aldın diye sorarsanız sadece resimde çocukların ellerinde gördüğünüz oyuncakları aldık. Zaten almaya değil gezmeye gitmiştim :)
Sonra tekrar bahçeye dönüp ziyafet hazırlıklarına başladık hemen, babannemler de gelmişti,annem-babam güzel kalabalık bir aile olarak zevkli bir gün geçirdik. Bahçeden ayva ve zeytin topladık.

Allahım bizi birbirimizden vakitsiz ayırma.




2 Kasım 2009 Pazartesi

BLOG BULUŞMASI VE HAFTASONU

Dondurucu soğukta bile görme azmi ile yol aldığımız blog arkaşları buluşmasına giderken...
Bu cumartesi 2 hafta önceden çağıran Uçan Talhalar'daydık. Çocuklar hemen kaynaşıp evin altını üstüne getirmeyi başardılar. Hepsi birbirinden tatlı ve şekerdi, canlı canlı görmek farklı oluyor tabii. Talha'nın ev sahipliğinden çok memnun kaldık sağ olsun herşeyini paylaştı bizimkilerle ve tabii bütün çocuklarla.

Ev sahibimiz Emine, Elif,Esra, Sühendan, ve Mısır patlağı ile tanışma fırsatım oldu. Akşama misafirim olduğu halde katılmayı ihmal etmediğim blog buluşmasındaki arkadaşlar artık kıymetlerini bilirler hem de dondurucu soğuğa rağmen oradaydım. Ama erken kalkmak zorunda olduğun için Aysun'u sadece öpüp vedalaşabildim ama Ayşe ile hiç karşılaşamadım içimde kaldı.

Önümüzdeki bahar bizim bahçeye bekliyorum bütün blog arkadaşları, önümüz kış ve bizim buralar daha da soğuk oluyor, Bu sebepten bahar makul bir zaman en erken bahçe keyfi için.

Bütün arkadaşlara özellikle evini açan Emine ve yengesine canayakınlıkları ve samimiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Hiç sıkılmadığım gibi çok da rahat ettim.



Akşam yemeğe büyük görümcemler, kızları ve yeni evlenen oğlu ve tabii geliniyle beraber gelmişlerdi. Tabii ben gündüz gezmede olunca biraz hazırlıksız yakalandım herşeyimi dünden pişirdiğim halde ama sağ olsunlar hepberaber hallettik. Akşamımız güzel geçti, yemek sohbet derken vaktin nasıl geçtiğini anlamamışız.
Pınar ve Tuğba ablasıyla Aslı çok mutlu...



Pazar günü önce canımız soğuk sebebiyle pek bir yere gitmek istemedi ama alışmış kudurmuştan beterdir derler ya bizimki de o hesap bir süre sonra önce çocukalr mızıldanmaya başladı 'bugün bizi nereye götüreceksini?' ya da 'bugün bir yere gitmiyor muyuz?' diye. Biz de çocukların eğlenebileceği gibi en yakın bir alışveriş merkezinin oyun alanına götürdük onları.



Bugün çocukların gelmesini beklerken salonun penceresinden çektiğim gökkuşağı sizin için..
Günlerimiz bir hızla geçiyor ki ben artık hiçbirşeye yetişemiyorum gibi geliyor.
Zaman yetmiyor ve ben yaşlanmışım gibi daha çabuk yoruluyorum artık.
Halbuki yapmam gereken çoooook şey var.
Allahım günlerimizi bereketlendir.





30 Ekim 2009 Cuma

BU ARALAR

Evimizin yeni üyeleri: Kömür ve Portakal Beyazı
Geçen kış da Portakal ve Zeytin'imiz vardı ama değişik sebeplerden öldüler. Uzun zamandır yine istiyorlardı ama yeni ev ve okul telaşı derken pek yanaşmamıştım. Geçen gün Eminönü'ne gidince yine akıllarına geldi ve işte sonuç. Şimdilik iyiyiz.
Okuma yazmayı geçen sene öğrenen Alperen kardeşine okuma öğretiyor.


Okutmam için beni yanına çağıran Aslı için 'Anne istersen ben okutayım' diyen akıllı güzel oğlumun hevesini kırmamak ve neler olacağını görmek için 'tamam' dedim. İlk 5 dakika birşey olmadı hatta bu güzel kareleri bile çektim ama sonra benim kaprisli kızım 'yaa anne ya bu senin gibi okutmuyor, yanlış okuyor beni' diye şikayete başladı. Tabii ben devam ettim kaldıkları yerden her ne kadar beraber devam etmelerini teşvik etsem de...


Canları sıkıldığında artık kendileri aktivite seçip yapabiliyorlar, ne güzel...

365 Gün Etkinlik kitabı bizim evde popülerliğini yitirmedi, geçen seneden beri hiç sıkılmadan beğendikleri sayfaları uygulamaya çalışıyorlar malzemeler elverdiğince. Aslı parmak boyalı bir etkinlik seçmişti ama evdeki boyalarımızın kuruduklarını görünce ben bile hayalkırıklığına uğradım. İstemeyerek suluboya yapmaya mecbur oldular.



Bu güzellikler de annelerinin okulunda kendi okullarına gitmek üzere servislerini bekleyen çocuklarım. Öğretmen çocuklarının mecburi kaderi ; aynı okulda olsalar da olmasalar da hep öğretmenler odasında annelerini beklemek zorunda kalıyorlar.





19 Ekim 2009 Pazartesi

BİR GÜNLÜK KAÇAMAK

Geçen cumartesi eski okulumdaki öğretmen arkadaşların düzenlediği günübirlik Maşukiye gezisine katıldık eşimle. Çok iyi oldu bizim için geçen haftayı ağır bir sinüzit ve farenjitle geçirdim hatta etkileri hala devam ediyor. Herşeye rağmen hepsini çok özlemişim hatta şehiriçini bile bu gezi sayesinde şehiriçine indim ama hiç gezemeden tabii ki yolculuğa çıktık. Sohbet ede ede yolun nasıl bittiğini anlamadık. Önce Kartepe'ye sonra Maşukiye alabalık tesislerine gidip güzel bir ziyafet çektik. Kiremitte peynir süperdi ama alabalık için aynısını söyleyemeyeceğim, Allahtan soslu istemişim de biraz lezzet geldi balığa. Hepsi bahane ben arkadaşlarla beraber olmak ve eşimle başbaşa ne zamandır hiçbiryere gidememiş olduğum için gittim. Çok memnun kaldım hatta herkes memnun kaldı daha dönüş yolunda bir dahaki sefere nereye gidebileceğimizi düşünmeye başladık. Tek üzüldüğüm göl kenarında gezmeye zamanımızın kalmayışıydı. Çocuklar mı? Onlar tabii ki bu dünyadaki tek dayanağım canım annemin güvenli ellerine emanetti.
Allahım bize daha çok ülkemizi gezebilme imkanı ver.

11 Ekim 2009 Pazar

BU ARALAR


Bu aralar düğün telaşımız vardı. Yeğenimizi (eşimin ablasının oğlunu) evlendirdik. Aslı hanımla ilk kına gecesine gittik tabii. Kuzenleri Tuğba ve Pınar ablalarıyla.
(laf aramızda müstakbel görümceler yani) Kına gecesine gecikmeli varsak da kendimiz hemen piste atarak güzel bir streslerimizden arındık. Ama Aslı için en eğlenceli an mumlar eşliğinde kına yakılma zamanıydı, bir merakla ön saflara geçip seyretti geline kına yakılma anını , ondan önce ellerimizde mumlar türküler eşliğinde gelin etrafında dönüşlerimizi de yaptık tabii.Çok severim kına gecelerini: gayrimüslimlerin bekarlığa veda partilerine göre ne kadar kültürel ve temizdir bizim kına gecemiz, kızın evinde geçirdiği son gece , hüzünlü, buruk ama bir yandan da mutlu kız evi.
Herşeye rağmen çok eğlendik, bol bol halay çektik.
Allah hayırlı etsin, mutlu ve huzurlu etsin.
Bütün aile oradaydık tabii. Özenle hazırlandık ve planda olmayan bazı işlere rağmen gelin almaya düğün konvoyuna bile yetiştik.


Düğün için özenle hazırlanan kızım yolda midesi bulanıp hastalanınca halasına bırakmak zorunda kaldık. O kadar hevesli ve meraklı kızım maalesef gelinliğiyle gelini göremedi, sürekli soruyordu 'ne zaman gelinlik giyecek?', 'nikahta gelinlik giiylir mi?' diye ama kısmet olmadı. Aslı kızımızı araba tutuyor galiba iner binmez kafasını bir yere yaslamak ihtiyacı hissediyor ya da yatıyor. Yol biraz uzayınca da 'midem bulanıyor, kusacağım' diye başlıyor ağlamaya maalesef. Kısmete taşındığımız yeni ev şehir dışı gibi olunca gideceğimiz her yer uzak arabayla da olsa Aslı için.


Yeni evimizde çok mutluyuz Allah'a şükür.
Bu resim ikinci köpük banyolarından. İlkinde maalesef tıpayı açınca alttan su olduğu gibi banyonun taşlarına dolmuştu. 1 hafta da tesisatçıyı bekledik yapılması için. Keyfimiz eziyete dönmüştü. Yapılır yapılmaz yine istediler, ben de kırmadım tabii.

Okullarında çok mutlular, alıştılar.25-30 kişi arasında değişiyor mevcutlar. Arkadaş ortamı iyi, öğretmen ve sınıf imkanları üst düzeyde: her sınıfta projeksiyon, fotokopi makinası ve laptop var. Ama 2 km ilerde benim okulum km ile yazınca uzak gibi geldi ama aynı caddenin başında benim okul 10 dk. yürüyünce bizim ev sonra 15 dk. daha yürüyünce çocukların okulu. Tamamen farklı oluyor. Sanki Nişantaşı'ndan Anadolu'nun köyüne gelmiş gibi. 40-45 kişilik sınıflar. Her katta sadece 1 TV , okulun 1 fotokopi makinası var. Gelir seviyeleri düşük ailelerin çocukları olan öğrenciler maalesef aile terbiyesi de almayınca okulda çok arsızlar. İşte benim okulum da böyle. İdareciler iyi, öğretmen arkadaşlar iyi ama maalesef sınıfım için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Tabii genelleme yapmamalı ama o 7-8 kişi yüzünden bütün hevesim kaçıyor.
Herşeyin hayırlısını ver yarabbim, bize doğru yolu göster.



1 Ekim 2009 Perşembe

YAZ TATİLİNDEN SEÇMELER


Aslı ve Alperen'in bütün yaz çok severek oynadığı arkadaş grubu.
Çok rahatlıkla izin alıp dışarıda bütün gün oynadılar. Yemek saati sadece eve geliyorlardı. Bazen bizim bahçede bazen de diğer çocukların bahçesinde oynadılar.
Bu program tabii Ramazan programı yoksa öğleden sonra hep denizde olduğumuz için pek gidemediler arkadaşlarına herkes denizdeydi ama oruç sebebiyle kimse denize inmeyince bahçelere geçti çocuklar. Olsun hepsinin de tadı zevki ayrı oldu onlar için. Bu görüntüler Aslı hanımın bu sene Ramazan'a denk gelen doğumgünü arkadaş partisinden...
Halamın Sarıyer'deki yazlık evinden manzaralar.

Ramazan'dan 1 hafta önce aile içi kutlanan Aslı'nın doğumgünü görüntüleri.
Gerçek doğumgününü kendi gününde 23 Ağustos'da arkadaşlarıyla kutladı.


Yeni okulunun ilk günü...
1.sınıfa başlayan Aslı...
Çok mutlu, çok heyecanlı.
Okulunu , öğretmenini ve arkadaşlarını çok sevdi maşallah.



Yeni odasında Aslı..


Yeni odasında Alperen...


Okulun ilk günü iki kardeş okula hazır artık.
Onların nezdinde Allah bütün öğrenciler zihin açıklığı ve çalışma isteği versin.






28 Eylül 2009 Pazartesi

EVİMİZE GEÇTİK NİHAYET

Müstakbel yengemiz...(dayımın hanımı)
27 Eylül pazar günü itibariyle yeni evimize fiilen taşınmış oluyoruz.

Bütün yaz yarım yamalak devam eden taşınma ve yerleşme işi nihayete erdi.
Dün gece ilk defa evimizde yattık. Tabii görkemli bir açılış yaparak. Hem annemleri hem kayınvaldemleri yemeğe davet ettik. Evin son halini onlar da yeni görüp beğendiler Allah'a şükür. Artık bize düşen evi bu haliyle muhafaza edebilmek inşallah. Düne kadar yazlık evdeydik havaların güzel olamsı sebebiyle hatta bir ayağımız hala orada. Haftasonları gideriz diye evi tam toplamadan geldik yeni eve.
Çocuklar okullarına başladılar. Aslı 1. sınıfa hemen alıştı hem arkadaşlarını hem de öğretmenini sevdi ama Alperen biraz zor alışacağa benzer şimdiden başı ağrıyor okulda...! Benim tayin işim olmayınca görevlendirme dilekçesi verdim Allah'a şükür o da halloldu bu hafta ve böylece eksik birşeyimiz kalmadı.
Yeni müdürüm pek bir heyecanla karşıladı beni. 150 1. sınıf öğrenci ve 3 sınıfı varmış. Ben gidince 4. bir sınıf daha açacağı için sevindi. Tabii ben de sevindim böyle karşılanınca. Öğretmenlerle de tanıştım çoğu yaşıtım iyi bir yıl olacağa benziyor hayırlısı.
Daha çok resim vardı da makinadan bilgisayara yüklememişim bir daha ki sefere inşallah.

Allahım önümüzdeki kapıları hayırlıysa aç....

25 Ağustos 2009 Salı

RAMAZAN GELDI


Dort gozle gelmesini bekledigim o mubarek ve mujdeli ay sonunda geldi.

Herkesin Ramazan ayi mubarek olsun.

Bu sene her senekinden daha heyecanki bekledim cunku yasim icabi ilk defa yazin oruc tutatcaktim. Nasil dayanirim diye merak ediyordum dogrusu. Ama Rabbim yardim ediyor gercekten Allah'a sukur hic zorluk cekmedim simdiye kadar insallah bundan sonra da cekmem.

Hala yazlik evdeyiz ve internetimiz yok arkadasin bilglsayarinda girip biraz duygu ve dusuncelerimi paylasayim dedim.

Evimizin pek az isi kaldi ama insanin kafasini oyaliyor maallesef.

Daha salona perde yaptiracagim, Alperen'e kutuphaneli bir calisma masasi alacagim, butun odalarin ve salonun avizeleri taktirilacak ve en son bir temizlik daha yaptirip yerlesecegim insallah. Tasinmak cooook zoormus.

Allahim bu mubarek gunlerde hepimize yardim et ve hakkimizda hayirli olani ver.

29 Temmuz 2009 Çarşamba

TATILIMIZ NASIL GECIYOR?

Uzun zaman oldu gorusumedik ama cok yogunduk. Zaten internetimiz de yoktu(gerci hala yok) cunku biz de tasindik. Artik yeni ve uc odali bir evimiz var ama tasinmak ve yerlesmek cok zormus aman Allahim ayikla ayikla bitmiyor. Belki de 9 yildir evde bu kadar buyuk capta bir temizlik operasyonu yapmayisimdandir. Neyse sag salim tasindik tabii ufak tefek eksikler var ama Allahin izniyle onlar da tamamlanacak. Beni esas dusunduren bu kadar merkezden uzakta ilk kisim nasil gececek ve tayin durumum ne olacak. Dua edin benim icin... Mimaroba (Buyukcekemece)`ya tasindik bilenler icin. Hayirlisi.
Yazligimiza cok yakin zaten simdi de yazlik evdeyiz malum havalar cok sicak.

Cocuklar bahcede keyifle oynuyorlar, geziyorlar; bol bol denize giriyorlar.

Bahcedeki salincakta keyif yapan Asli hanim...

Asli`nin objektivinden guzel bahcemiz...

Bu yazin bizim icin buyuk olayi dayimizi evlendirdik. Kore asilli Amerika vatandasi olan Tina hem musluman oldu hem de dayimla evlendi. Artik bizimle kaliyor cok mutluyuz, onu cok seviyoruz.
Allahim huzurundan ayrildigimiz gibi huzuruna gelmeyi nasip eyle...

17 Haziran 2009 Çarşamba

KARNELERİ ALDIK

Annemin öğrencileriyle bu dönemin son gezisi Yunus Gösteri Merkezi'ne gittik. Kendi yaşıtlarımız da vardı. Çok eğlendik, çok beğendik ve yunusların yaptıklarına çok şaşırdık.

Aslı öğretmeninden karnesinin yanında bir de diploma aldı,
artık 1.sınıfa gitmeye hazır.
Önce Alperen aldı karnesini, hepsi 5 pekiyi, süper bir karne.
Tabii hediyesi de daha önce konuştuğumuz gibi basket topu.


Alperen bazı mecburiyetlerden ilk ve son defa öğretmeni ve arkadaşalrıyla beraber oldu bu sene. Seneye inşallah başka bir okulda öğrenim hayatına devam edecek.
Her ikisi için de şimdiden beni aldı bir merak ve tedirginlik acaba seneye nasıl bir öğretmeni ve arkadaş grubu olacak..??
Allahım herşeyin hayırlısını ver.