30 Kasım 2009 Pazartesi

BAYRAMLIK

KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUNKayınvaldemlerde halalar,amca ve yengesi ile yeğenler hep birarada...
Bayramın 1.günü babannemde kahvaltıyla başladık bir klasik olarak. Babamlar da oradaydı, sonra kayınvaldemler, teyzemler, anneannemler, dayımlar ve yine annemler diye devam eden birinci gün gezimiz ertesi günde aynı hızla devam etti. Aysel halama kahvaltıya gittikten sonra eşimin teyzesine, dayısına, ablası ve abisine giderek 2. günü de tamamladık. 2.günün sabahı Aslı'nın sağ kulak altı şiş olarak uyanınca kendimce kabakulak teşhisi koydum çünkü başka seçenek yoktu. İçte kızarıklık ve ağrı yok sadece kuru şişlik. Allah'a şükür iyi.
Çocuklar bayram gezmelerini çok seviyorlar, her evden çıkışımızda 'şimdi nereye gidiyoruz?' diye sıradaki evi merak ediyorlardı.
Kalabalık bir aile olmamız, bizim de aksatmadan onları ziyaret ediyor olmamız çocuklarda bayram gezmelerini sevme duygusunu arttırdı.
Hele ki topladıkları harçlıkla istedikleri oyuncağı almalarına izin verecek olmamız bu bayramdaki mutluluklarını arttırdı.
Aslı scooter, Alperen de uzaktan kumandalı araba alma hevesiyle her verilen harçlıktan sonra bir daha saydılar paralarını büyük bir heyecanla.
Oğlum bu bayram çok çay içti.
Neredeyse her ikram edilen yerde bize eşlik etti o güzel bardak tutuşuyla.

Mevla biz affede
Gör ne güzel ıyd olur
Cürmü hatalar gide
Bayram o bayram olur
Hepimizin gerçek bayram yapacağımız günlere...

22 Kasım 2009 Pazar

İKİ HAFTASONU BİR ARADA

Şu Facebook'taki çiftliğe başlayalı blogumu çok boşladım, hiç hoşuma gitmiyor. Hafta boyunca resimleri çekiyorum yazacaklarım az çok belli ama bilgisayara bile yüklemiyorum. Açar açmaz çiftliğe ekip biçmeye başlıyorum. Artık dur demeli ve bloguma dönmeliyim dedim ve başladım.
Geçen pazar hava soğuktu yazlığa gitmek istemedik ve annemle çocukları alıp Aymerkez'e gittik. Gezdik, çocuklar için güzel oyun alanı da vardı. Ama bizimkiler yalnız oynamıyorlar ki biz de rahat gezelim.İlla 'bekleyin yanımızda' neyse onların da gönlünü yaptık, sonra da kendimizin.
Alacağı topun hevesiyle babasıyla gezen Alperen o gün çok heyecanlıydı. Sonunda kırmızı bir futbol topu aldı.
Güzel çocuklarım daha ders çalışma havasına tam giremediler ödev yapmaktan.
Tabii ki fazla ödevden yakınmıyorum çünkü ödev verilmediği zaman çalışmayacaklarını biliyorum. Tek sıkıntım odalarına geçip çalışmamaları. İlla beni de yanları da istiyorlar, gelemeyince de resimde görüldüğü gibi mutfağa yanıma taşınıyorlar. Hallerine çok üzülüyorum. Sabah benimle okula geldiklerinde bütün ödevi akşamdan bitirmeleri gerekiyor ama 18:00 de geldiklerinden yemek-tv derken 19:00 dan önce derse başlayamıyorlar ve ben ikisinin arasında gidip gelmekten ikisinin de durumu yarım. Bu cuma aldıkları karneler çok güzel ama ben biliyorum çocuklarımı Aslı'nın okuma ve diktesi zayıf, Alperen'in de problemlerle başı biraz dertte iyi okumadığı için. Canım bu duruma çok sıkılıyor...

Okuldan gelince bu aralar en sevdikleri oyunda boğuşmaca-güreş karışımı bir oyun. Bayılıyorlar ve çok zevk alıyorlar. Aslı hanım tam bir erkek gibi saldırıyor abisine. Alperen de zevk alıyor bu durumdan.

Bu hafta bayağı yoğundu benim için salı günü Aslı'nın veli toplantısı vardı: Öğretmeni diktesinin ve okumasının zayıf olduğunu söyledi :((

Çarşamba günü yeni okulumdan 15 arkadaş geldi okul çıkışı çaya bana çok telaşlı ve güzel bir gündü. Eğlendik okulun sıcak ortamını evime taşıdım, ben de gelenler de memnun kaldık.

Cumartesi yemeğe misafirm vardı, çok sevdiğimiz eşim tarafından akrabamız olan bir aile. Bütün gün evden çıkmadık güzel bir iftar hazırladık, Allah kabul etsin. Çocuklar gelen arkadaşları Meliha ile iyice coştular.

Pazar yani bugün 2 haftadır ertelediğimiz büyük görümcemlere kahvaltı gezisini gerçekleştirdik. Ellerine sağlık çok güzel bir sofra hazırlamışlardı.Ama ben üzgündüm hazırladığım börekleri pişirip götüremediğim için. Dünden sarmıştım sabah pişirip sıcak sıcak yeriz diye ama kesik elektirikle uyanınca bütün planlarım suya düştü. Evlerinin hemen karşısına yeni açılan büyük bir alış-veriş merkezi ve Real marketi gezmeye götürdük çocukları.
Sonra da hepberaber ortak bir akrabamızın nikahına gittik ama kalabalıktan gelinle resmini çekemedim kızımın çok istediği halde. Ellerinde nikah şekeri ve nikahta çekilen fotograf olan meraklılar. Biz de halasının kızları Pınar ve Tuğba ablalarıyla olan nikah resmini ekledik. Kızlar herşey için teşekkürler...
Oradan babaannelerini ve halalarını da ziyaret edip evimize döndük elhamdülillah.



Allahım bu güzel günleri değerlendirme fırsatı ver.

13 Kasım 2009 Cuma

GEÇEN HAFTASONU

Şu farmville denen çiftliğe ve Facebook'a üye olunca maalesef blog yazmaya pek fırsat olmuyor. Gerçi hayatımız düzene ve tekdüzeliğe girince de haftasonlarından başka yazacak pek birşey olmuyor. Ama genel olarak pek bir sıkıntı yok Allah'a şükür. Alperen'in ders durumudan memnunum, derslerini güzelce ve hevesli bir şekilde yapıyor maşallah. Ama Aslı hanım beni biraz üzüyor hem okurken hem yazarken. Zaten hiç de hevesli değil, ben onu o da beni çok zorluyoruz birbirimizi bakalım sonuç ne olacak. Şu birinci sınıf velisi olmak inanın birinci sınıf öğretmeni olmaktan daha zor. Sabahları benimle okula geldikleri için bütün ödevleri akşamdan yaptırmaya çalışıyorum ve bayağı sıkışıp sıkılıyorlar ama ne yapalım başka çarem yok.
Geçen cumartesi 'hep ben geliyorum, bu sefer de sen gel' diyen canım arkadaşım Berrak öğretmene gittik. Ama bizim evden onlara 3 vesait değiştirdik, e hal böyle olunca metrobüste uyuklayan Alperen takıldı objektiflere önce...
'Resim çekicem' deyince poz veren kızlar(İrem,Ecem ve Aslı)
Varır varmaz Berrak'ın hazırladığı o güzel sofraya oturduk hemen, hepimiz acıkmıştık, tabii onlarda bizi beklerken. Artık eskisi gibi yakın oturmadığımız için...:(
Sonra çocuklar bol bol oynadılar ama daha çok gürültü mü yaptılar demeliydim..?
Yeni nesil çocukların oyundan anladıkları bu herhalde:bağırarak oynamak


Yerinde duramayan ve kızları rahat bırakmayan Alperen
(kızlarda pek rahat bırakılmak istemediler hani...)



Pazar günü de hava çok güzeldi, gerçi bahçeye inip güneşten bol bol yararlanmak istiyordum ama uzun zamandır methini duyduğum Beylikdüzü pazarına da gitmek istedim. Önce bahçeye yani yazlık eve inip ön hazırlık yaptıktan sonra pazara gittik annem ve çocuklarla , ne büyük ve ne düzenli pazardı, çok beğendim, herşey var , çok fiyatlı da değil tabii ne aldın diye sorarsanız sadece resimde çocukların ellerinde gördüğünüz oyuncakları aldık. Zaten almaya değil gezmeye gitmiştim :)
Sonra tekrar bahçeye dönüp ziyafet hazırlıklarına başladık hemen, babannemler de gelmişti,annem-babam güzel kalabalık bir aile olarak zevkli bir gün geçirdik. Bahçeden ayva ve zeytin topladık.

Allahım bizi birbirimizden vakitsiz ayırma.




2 Kasım 2009 Pazartesi

BLOG BULUŞMASI VE HAFTASONU

Dondurucu soğukta bile görme azmi ile yol aldığımız blog arkaşları buluşmasına giderken...
Bu cumartesi 2 hafta önceden çağıran Uçan Talhalar'daydık. Çocuklar hemen kaynaşıp evin altını üstüne getirmeyi başardılar. Hepsi birbirinden tatlı ve şekerdi, canlı canlı görmek farklı oluyor tabii. Talha'nın ev sahipliğinden çok memnun kaldık sağ olsun herşeyini paylaştı bizimkilerle ve tabii bütün çocuklarla.

Ev sahibimiz Emine, Elif,Esra, Sühendan, ve Mısır patlağı ile tanışma fırsatım oldu. Akşama misafirim olduğu halde katılmayı ihmal etmediğim blog buluşmasındaki arkadaşlar artık kıymetlerini bilirler hem de dondurucu soğuğa rağmen oradaydım. Ama erken kalkmak zorunda olduğun için Aysun'u sadece öpüp vedalaşabildim ama Ayşe ile hiç karşılaşamadım içimde kaldı.

Önümüzdeki bahar bizim bahçeye bekliyorum bütün blog arkadaşları, önümüz kış ve bizim buralar daha da soğuk oluyor, Bu sebepten bahar makul bir zaman en erken bahçe keyfi için.

Bütün arkadaşlara özellikle evini açan Emine ve yengesine canayakınlıkları ve samimiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum. Hiç sıkılmadığım gibi çok da rahat ettim.



Akşam yemeğe büyük görümcemler, kızları ve yeni evlenen oğlu ve tabii geliniyle beraber gelmişlerdi. Tabii ben gündüz gezmede olunca biraz hazırlıksız yakalandım herşeyimi dünden pişirdiğim halde ama sağ olsunlar hepberaber hallettik. Akşamımız güzel geçti, yemek sohbet derken vaktin nasıl geçtiğini anlamamışız.
Pınar ve Tuğba ablasıyla Aslı çok mutlu...



Pazar günü önce canımız soğuk sebebiyle pek bir yere gitmek istemedi ama alışmış kudurmuştan beterdir derler ya bizimki de o hesap bir süre sonra önce çocukalr mızıldanmaya başladı 'bugün bizi nereye götüreceksini?' ya da 'bugün bir yere gitmiyor muyuz?' diye. Biz de çocukların eğlenebileceği gibi en yakın bir alışveriş merkezinin oyun alanına götürdük onları.



Bugün çocukların gelmesini beklerken salonun penceresinden çektiğim gökkuşağı sizin için..
Günlerimiz bir hızla geçiyor ki ben artık hiçbirşeye yetişemiyorum gibi geliyor.
Zaman yetmiyor ve ben yaşlanmışım gibi daha çabuk yoruluyorum artık.
Halbuki yapmam gereken çoooook şey var.
Allahım günlerimizi bereketlendir.