25 Ocak 2010 Pazartesi

KARLI PAZAR


Yazlık evin bahçesinden kar manzarası
Pazar sabahı yine çok karlı bir güne uyandık. Güzelce kahvaltı yaptık, tatil ödevimizden bu güne düşen bölümü yaptık, biraz oyun oynayıp, çıktık dışarı. Araba varken(çarpık da olsa) çocukları yemeğe götürdük,yazlık eve uğradık ne durumda diye, oradan alışverişe sonra da babanneme uğradık, çay içip çıktık. Onların da canı sıkılıyordur herhalde eğlence olduk onlara.
Yazlık eve inen yokuş.
Arabayı sokmadık bir daha çıkamayız diye, biz indik kaya oynaya.
Akşam haftaiçinin planlarını yaptım, hergün doluyum neredeyse 1 haftalık programım hazır, yaşadıkça anlatayım inşallah.
Bugün iyi bir temizlik yaptım,çamaşır yıkadım,ödevlerimiz yapıp yine çıkarız belki biraz.
Hepinize iyi tatiller.

23 Ocak 2010 Cumartesi

KARNEMİZ VE TATİLİMİZİN İLK GÜNÜ

Çok heyecanlıydık okula giderken hem de mutlu sivil kıyafetletle güzel karne hayaliyle...
Evet Aslı'nın beklemediğimiz kadar başarılı hepsi 5 pekiyi idi, Alperen'in de yine beklmediğimiz gibi başarısızdı. Gerçi çok çalışmamasının karşılığı bu idi, tekrar yok ,fazladan çalışma yok, aceleyle yapılıp akşama sıkıştırılan ödevler mecburen tabii, sonuç da Türkçe 4, Matematik 3 ve Hayat Bilgisi 4şeklinde oldu. Evet okul, öğretmen ve arkadaşları değişti ama o değişen herşeye alıştı da ,çalışma sistemine alışamadı . Çok fazla üzerinde durmadan ikinci döneme düzeltme sözü aldık. Aslı hanım da çok mutlu ama hala heceleyerek okuduğu için bol bol okuma yapmalı. Tabii hiç yanaşmıyor.

Tatilin ilk günü aslında misafir bekliyordum hem de cumadan hazırlanmıştım ama sabah 07:30da iptal telefonuyla uyandım. Aslında 00:30 yatarkenki manzaradan böyle bir sona kendimi hazırlamıştım ama herşey için çok geçti çünkü tüm ikramlarım hazırdı. Neyse sabah da arkadaşlarım arayınca 'bu havada nasıl gelelim' diye bana da anlayışlı olamk düştü her ne kadar onları çok görmeyi istesem de. Eleltirikleri kesik bir sabaha uynamak da çok kötüymüş. Yıkanacak çamaşır ve bulaşıklar, temizlik(makina ile) yapılacak bir ev , pişecek böreklerim vardı. Ama dışarıda kopan fırtınayı anlatacak kelimeler bulamayıp, dört tarafı kapalı bir evim ve jeneratör seyesinde yanan bir kombim olduğuna ne kadar şükretesem azdır. Tabii karı görüp de dışarı çıkmak isteyen bizim kafadarları ancak 12:00'ye kadar zapt ettim ve dışarı çıktık ama tipi bizi geri püskürttü ve 10 dakika oynayıp hemen içeri girdik. 112:30 itibariyle gelen elektirikler biziz fazlasıyla mesut etti.


Karne hediyesi olarak her ikisine de bu sefer sağ üst resimde gördüğünüz şekilli kesen makas ve desenli bant aldım, çok sevindiler. Geçen sene kendi sınıf etkinliklerim için almıştım ilk şekilli makastan ama kendilerine ait değişik modeller de olsun diye aldım ve çok beğenerek hemen çalışmalara başladılar. Kelebekler, kuşlar, uçurtma , balık, ev ve gemi yapıp, desenli bant ve gazlı boyalarla süslediler, çok eğlendiler. Tamamen kendi hayal güçleriyle üretmeleri beni çok mutlu etti.

Allahım kimsenin hayal gücünü elinden alma.




19 Ocak 2010 Salı

HER YERDE KAR VAR

Sabah 09:00 civarında yağmaya başlayan dolu 10:00 gibi kara dönüşmüştü ve hala aralıksız yağıyor. Öğrencilerle beraber bizim de içimiz saran sevinç, karın şiddetlenmesi ve çoğalmasıyla tereddüte yerini bıraktı. 'Ya tatil olursa?' ilk defa öğretmenler olarak istemiyorduk çünkü karne hazırlamamız gerekiyordu tatil olmamalıydı. Erken saatlerde bizim buraların görüntüsü bu şekilde efendim...
Bugün apartmandaki komşularımı çaya çağırdım, ilk tanışma daveti benimkisi...
Daha önce yolda karşılaşıyorduk ama ev ortamı farklı zaten benden başka 4 daire dolu biri çalışıyor daha hiç görmedim, diğeri ev hanımıymış onunla da karşılaşmadık. Biri ing. öğretmeni onu çağırdım, diğeri de anasınıfı öğretmeni ama çalışmıyor şimdi. Çok tatlı ve sıcaklar, güzel kaynaştık.Sonrasında benim çocuklar gelince 18:00 de indik bahçeye kartopu oynadık beraber.Biz indiğimizde kar şiddetinden birşey kaybetmediği gibi bayağı da kar birikmişti. Böylece İstanbul'da ilk kartopu oynayan çocuklar biz olduk, çünkü Şişli'de oturan annemi aradığımda
orada daha hiçbir yer kar tutmamıştı biz oynarken
.

Allahım bu soğukta aç ve açıkta olanlara yardım et.

16 Ocak 2010 Cumartesi

ALPEREN'İN DOĞUMGÜNÜ

16 OCAK 2002 güzel oğlumun dünyaya gözlerini ilk açtığı gün.
Evimizin ilk neşesi,umudu ve gözbebeği.
Heyecanı,acemiliği ve mutluluğu ilk tattıran birtanemiz.
Büyüyor, duyguları,alışkanlıkları,fikirleri ,oyunları, yemek çeşitleri bile değişiyor.
Canım oğlum sana 'zeka küpüm' diyorum bu aralar çok hoşuna gidiyor.
Pek çabuk sinirlenip bağırıyorsun ama çok da merhametlisin,kitap okumayı pek sevmiyorsun, düşünceli ve tertiplisin de.
Sorumluluk sahibi,ödevlerine sahip çıkan ve kurallara uyan güzel oğlum iyi ki varsın.
Her ne kadar sana her zaman güzel örnek olamasak da senin doğru yolda ilerleyeceğini düşünüyorum.
Allahım hep doğru yolda ilerlet oğlumu.
İstanbul'a ne kadar uzak olsak da doğumgününe davet ettiğimiz bütün sevdiklerimiz gelmişti, 3 kişi hariç(babannemiz ve 2 halamız hastalık sebebiyle).
Gelenlerin hepsine teşekkür ediyoruz, bizi çok sevindirdiler bu dondurucu soğukta evimizi şenlendirdiler. Herkesin beğendiği ,oğluma layık bir sofra hazırlamıştım(o görünen birazı) Hepberaber yedik-içtik,sohbet ettik,Kur'an okuduk, dua ettik ve hasret giderdik.
Çocuklara özel eğlenceli olması hasebiyle biraz etrafı şenlendirdik, kapı bannerı, balonlar, parti şapkaları,gözlükler v.b 6 çocuk gönüllerince eğlendiler, o kadar gönüllerinceki çoğu zaman biraz sessiz olmaları için uyarmak zorunda kaldık. Genelde akraba ağırlıklı bir davet olduğu için çocuklar arkadaş da istediler tabii Ecem,İrem,Sena ve Gözde kutlamada çocuklarımı yalnız bırakmayan en sevdikleri arkadaşları oldular.

Daha nice mutlu,huzurlu ve sağlıklı yaşlarda beraber olmak dileğiyle...



11 Ocak 2010 Pazartesi

ÜZÜCÜ BİTEN HAFTASONU

Geçtiğimiz haftaiçi İstanbul'un ilk karı düştü ve düştüğü hızla kalktı. Sabahtan yollara düştüğümüz için kar daha arabaların camlarındayken biraz kartopu oynamayı başardık. Zaten dört gözle kar yağmasını bekliyorlardı, ben de oynamalarını engellemdim açıkçası.Kızımın kısmetine okula gidince de minik bir uğurböceği buldu ve elinden hiç bırakmadı.Bir ara biri çarpmış elinden düşmüş nasıl ağlıyor ben de düştü sandım bir fırladım öğretmenler odasından meğerse uğurböceği içinmiş sonra etraftakilerin seferber olmasıyla bulduk da sustu.
Cumartesi görümcemim yeni evlenen oğlu Ercan ve eşi Hülya'nın evine akşam yemeğine davetliydik. Sabahtan ödevlerimizin bir kısmını yapıp,çamaşır yıkayıp,evi temizleyip düştük yollara erkenden.Çünkü önce görümcemin evine gidip , kızı Tuğba ile vakit geçirip, orada yeni açılan Meydan alışveriş merkezini gezmek istiyordum ve öyle de yaptım. Çocuklar için Gel Oyna diye bir mağaza açılmış, sadece tahtadan oyuncaklar vardı, istediğin gibi oynayıp beğendiğini satın alabiliyorsun.
Biz de öyle yaptık, Alperen'e çeşitli şekillerden oluşan zeka küpü aldık. İstediğin gibi şekillendirip hayal gücünü de kullanabilirsin ya da biraz daha uğraşıp orjinalinde olduğu gibi küp haline de getirebilirsin. Tabii küp haline getirmek biraz zor şimdilik sadece Tuğba ablaları yapabildi.


Gecemiz güzel başladı ve güzel de geçiyordu. Özenle hazırlanmış yeni gelin evi ve masası da güzeldi.Pınar ablasıyla vakit geçirmeyi seven Aslı , ablasının elinden pastasını yerken çok mutlu. Alperen de zeka küpüyle oynarken bir numaralı arkadaşı olan Tuğba ablasıyla çok mutlu.Aslı'nın kucağında oturduğu, evini bize açan Ercan abilerini de unutmamak lazım. Hepsine yakın ilgilerinden dolayı ayrı ayrı teşekkürler.


Gecenin süprizi babamızdan geldi. Davetli olduğumuz eve geldiğimizde başladı şikayetleri:mide bulantısı ,şişkinlik,karın kasılmaları ve daha sonra kusma. İlerleyen zamanla beraber şikayetleri de şiddetlenip artınca, Ercan'la beraber eşimi alıp hemen en yakın hastane olan Şişli Etfal'de aldık soluğu. Tabii ki teşhiş: gıda zehirlenmesi Bir şişe serum ve iğne eşliğinde ilaçla beraber biraz daha düzelip eve döndük. Ama tabii ki tam anlamıyla iyileşmedi şikayetleri hafiften devam ediyor hatta pazartesi işe gitmedi ve bugün yani salı günü de gitmeyecek. Alperen de babasının tahlil raporunu okuyor, merakla.



Aldığımız küpler normal tahtaydı, ben de evdeki önceden kalmış ahşap boyaları verdim, zevkle boyadılar, çok hoşlarına gitti. Pazar günü malum sebepten evdeydik, yine aynı temizlik,çamaşır ve ev ödevi diye günümüz geçti. Allah sağlık versin de hep öyle geçsin.
Allahım, Şafisin bizi her türlü hastalıktan korur ve iyileştirirsin.





4 Ocak 2010 Pazartesi

ELA BİZE GELDİ

Pazar günü dayım ,yengem ve (teyzemin oğlu) kuzenim Tuncay, eşi Buket ve kızları Ela yeni evimizi ve bizleri görmeye geldiler. Tabii annem ve babam da bize eşlik ettiler. Çok güzel bir gün geçirdik. Nefis soframı anlatmayayım, tatlı sohbetler ve şirin Ela günümüzü güzelleştirdi.
Bizim çocuklar misafiri çok severler, o sebepten sanki bir kutlama edasıyla Alperen'in doğumgünü için aldığım parti şapkalarını taktılar ve kendilerince eğlendiler.
Günden bize kalan mutlu bir yorgunluktu çünkü daha Aslı'nın yapılmamış ödevleri vardı. Her zamanki gibi geciktirdi ve en son güne bıraktı. Tabii bu arada ben niye yaptırmadım di mi? Artık biraz sorumluluk almasını istiyorum, bütün tatil boyunca evdeyken 'ödevini yap' uyarılarına aldırmayan ve yerine getirmeyen Aslı'ya kızıp hiç ilgilenmedim. Ama sona yığılınca yine ben sıkılıp sıkıştım yaptırmak için. Velhasıl bu ödev yapma sorumluluğu içten gelen birşey kanıtlanmıştır.Oğlum hemen hemen hiç uyarmadan ,vakti gelince ödevine başlayıp planlayıp vakitlice bitiriyor.
Güzel oğlum resim yapmaya zaten çok meraklı, her resim dersinden sonra eve bir heyecanla gelip çizdiği resmi öğretmenine göstermeye utanıp bize ballandıra ballandıra anlatıyor. Bence de yeteneği yaşına göre iyi, en azından hevesli ve istekli. Bu aralar aynı merakı müzik dersleri ve şarkı söyleme için de görüyorum. Sürekli müzik kitabı ya da defteri elinde öğretmeninin öğrettiği şarkıları en baştan sırayla söylüyor. Ama bu aralar favorimiz daha önceden benden duyduğu bu seneki kitaplarında da olan Toycular türküsü. Zaten müziği kulağındaydı nakaratını çok sevdiği için bana sürekli söyletiyordu, şimdi sözleri eline geçince oturup hemen ezberledi ve sürekli konser veriyor. Biz de eşlik ediyoruz hatta yetmiyor halay çekiyoruz daha çok hoşuna gidiyor.Geçen gün kendi araba çizip kesip yapıştırıp 3 boyutlu araba oluşturmuş. Biz bile çok şaşırdık.
Aslı hanım da meraklı ama zavallımın ödevden başı kalkmıyor ki(!), gerçi her kaçamakta o da boyama yapıyor.
Tabii bizim her sabah benim okula yolculuğumuz devam ediyor, bu da ödev yapma ve ekstradan çalışma zamanımızı azaltıyor maalesef.
Allahım bütün çocuklara çalışma azmi ve hevesi ver.

3 Ocak 2010 Pazar

DOĞUMGÜNÜNE DAVETLİYİZ

Kuzen çocuğu Tuana ile çok iyi anlaşan Aslı,
bütün doğumgünü boyunca beraber oynadılar.
Doğumgününden seçme çocuk resimleri


Öncelikle 2010 yılının önce aileme sonra takipçilerimize ve en son da vatanımıza hayırlara vesile olmasını dilerim.


Cumanın tatil olmasına çok sevindik çünkü pazar günü misafirim var ve cumartesi doğumgününe davetliyiz.


Yeni yılı evimizde ailece mutlu mesut karşıladık. Cuma eşim de tatildi ve alışveriş yaparak, gezerek güzel bir gün geçirdik.


Pazar günkü misafirlerim için hazırlıklarımın yarısını cumadan tamamladım, diğer yarısını da bugün yaptım , temizliği pazar sabahına bırakıp doğumgününe gittim.


Doğumgünü sahibi babamın kuzeninin kızı Gözde hanım, böyle anlatınca uzak gibi görünüyor ama samimi olduğumuzdan yakınız. Bütün babannem tarafından akrabalarım oradaydı; tam isimlerini yazamasam da halamlar ve annem dahil 15 kişiydik ve tabii 7 çocuk. Doğumgününden sonra Aysel halamla beraber Osmanbey'i gezip biraz alışveriş yaptık , özlemişim biizm oraları kısmetime hava da güzeldi.
Alperen'e öğretmeni ödev vermemiş ne güzel, gerçi akıllı oğlum ödevlerde pek sorun çıkarmıyor. Ama Aslı'nın öğretmeni sağ olsun biraz fazla ödev veriyor ve Aslı da pek yapmak istemediği ve ağırdan aldığı için tam bir eziyet oluyor ikimizede. Sürekli uyarmaktan her ikimizde yıpranıyoruz ve bugün uyudular ve hala ödevi bitmedi bakalım yarın ne olacak misafir var ve büyük bir ihtimalle pek ilgilenemeyeceğim.
Allahım bütün öğrencilere çalışma şevki ver.