11 Ekim 2009 Pazar

BU ARALAR


Bu aralar düğün telaşımız vardı. Yeğenimizi (eşimin ablasının oğlunu) evlendirdik. Aslı hanımla ilk kına gecesine gittik tabii. Kuzenleri Tuğba ve Pınar ablalarıyla.
(laf aramızda müstakbel görümceler yani) Kına gecesine gecikmeli varsak da kendimiz hemen piste atarak güzel bir streslerimizden arındık. Ama Aslı için en eğlenceli an mumlar eşliğinde kına yakılma zamanıydı, bir merakla ön saflara geçip seyretti geline kına yakılma anını , ondan önce ellerimizde mumlar türküler eşliğinde gelin etrafında dönüşlerimizi de yaptık tabii.Çok severim kına gecelerini: gayrimüslimlerin bekarlığa veda partilerine göre ne kadar kültürel ve temizdir bizim kına gecemiz, kızın evinde geçirdiği son gece , hüzünlü, buruk ama bir yandan da mutlu kız evi.
Herşeye rağmen çok eğlendik, bol bol halay çektik.
Allah hayırlı etsin, mutlu ve huzurlu etsin.
Bütün aile oradaydık tabii. Özenle hazırlandık ve planda olmayan bazı işlere rağmen gelin almaya düğün konvoyuna bile yetiştik.


Düğün için özenle hazırlanan kızım yolda midesi bulanıp hastalanınca halasına bırakmak zorunda kaldık. O kadar hevesli ve meraklı kızım maalesef gelinliğiyle gelini göremedi, sürekli soruyordu 'ne zaman gelinlik giyecek?', 'nikahta gelinlik giiylir mi?' diye ama kısmet olmadı. Aslı kızımızı araba tutuyor galiba iner binmez kafasını bir yere yaslamak ihtiyacı hissediyor ya da yatıyor. Yol biraz uzayınca da 'midem bulanıyor, kusacağım' diye başlıyor ağlamaya maalesef. Kısmete taşındığımız yeni ev şehir dışı gibi olunca gideceğimiz her yer uzak arabayla da olsa Aslı için.


Yeni evimizde çok mutluyuz Allah'a şükür.
Bu resim ikinci köpük banyolarından. İlkinde maalesef tıpayı açınca alttan su olduğu gibi banyonun taşlarına dolmuştu. 1 hafta da tesisatçıyı bekledik yapılması için. Keyfimiz eziyete dönmüştü. Yapılır yapılmaz yine istediler, ben de kırmadım tabii.

Okullarında çok mutlular, alıştılar.25-30 kişi arasında değişiyor mevcutlar. Arkadaş ortamı iyi, öğretmen ve sınıf imkanları üst düzeyde: her sınıfta projeksiyon, fotokopi makinası ve laptop var. Ama 2 km ilerde benim okulum km ile yazınca uzak gibi geldi ama aynı caddenin başında benim okul 10 dk. yürüyünce bizim ev sonra 15 dk. daha yürüyünce çocukların okulu. Tamamen farklı oluyor. Sanki Nişantaşı'ndan Anadolu'nun köyüne gelmiş gibi. 40-45 kişilik sınıflar. Her katta sadece 1 TV , okulun 1 fotokopi makinası var. Gelir seviyeleri düşük ailelerin çocukları olan öğrenciler maalesef aile terbiyesi de almayınca okulda çok arsızlar. İşte benim okulum da böyle. İdareciler iyi, öğretmen arkadaşlar iyi ama maalesef sınıfım için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Tabii genelleme yapmamalı ama o 7-8 kişi yüzünden bütün hevesim kaçıyor.
Herşeyin hayırlısını ver yarabbim, bize doğru yolu göster.



3 yorum:

YAVRU KUŞUN ANNESİ ANNEKUŞ(*YASEMİN*) dedi ki...

Görümceler ne kadar çok birbirlerine çok benziyorlar.

Gelin de çook güzel.

Sen de çok şıksın, hele o küçük beyaz çantana bayıldım.

Aslının araba tutma meselesine üzüldüm.
Ama belki zamanla alıştıkça düzelir.

Okul konusu da düzelir inşallah canım. Ama biliyorsun işte bazı şeyler de yüzyıllar sürse ne kadar nasıl değişir:(

Belki sen çocukların yanına geçersin.

gül dedi ki...

teşekkür ederiz yaseminciğim daha iyileri senin olsun
çocukların yanına geçmem çok zor yine de Allah bilir ama öyle güzel okuldan hiç öğrtmen ayrılmıyor ki yerlerine geçelim

Talha ile Eymen'in annesi dedi ki...

gülcüm sana ulaşmak istiyorum ama ulaşamıyorum :) acep bana bir mail atarmısın??? eminelina@mynet.com