3 Ağustos 2008 Pazar

TATİLDE YAPTIKLARIMIZ-2

Bazı günler en yakındaki alış-veriş merkezine gidip eğleniyoruz.
Sonunda alçım çıktı.Baltalimanı'na gidince bir de şöyle Boğaz'a karşı hatıra fotografı çektirelim dedik.

Tavuklardan sonra dedem 2 ördek yavrusu ve 1 civciv daha getirdi.Annem ördekleri çiçeklerini yiyor diye babaannemlere verdi zaten horozda kümese kabul etmemişti.Civciv bize kaldı ama maalesef bu resmi çektirdiğim gün gezmeye gitmiştik dönüşte bahçede ölüsünü bulduk, tabii çok üzüldük...




Bir haftadır çok rüzgarlı ve bulutlu bizim buralar o yüzden pek denize giremedik, çocuklar sıkılıyor öyle olunca.Bol bol bahçede oynadılar kumla, bisiklete bindiler, sallandılar, kümesten yumurta aldılar.Gerçi rüzgar güzel ferahlatıyor ama çoğu zaman şiddetli olduğu için heryer toz içinde kalıyor, sıcak bir çay içemiyorsun ve çiçekler-ağaçlar eğiliyor.Ama şu bir gerçek ki burada daha çok yoruluyorum ve daha çok belim ağrıyor bu aralar hiç geçmiyor gibi her güzelliğin bir karşılığı var derler ya evet rahatız bahçede hava alıyoruz denize gidiyoruz ama iş hiç bitmiyor:evin içi ayrı dışı balkon ayrı bahçe ayrı bakım istiyor, çocuklar ,eşin derken kendine bile vakit kalmıyor.Günde dört defa yemek yendiği için en azından çocuklar sürekli sofra hazırla kaldır yıka, bir sonrakini düşün, çamaşır, temizlik...ayyy çok mu şikayet ettim ama inanın ev hanımlığı zor zenaat yani kışın çalışıyorum da iyiyim yani. Ya da annem de şimdi yok ,daha fazla yoruluşum ondan mı bilinmez.10 günlüğüne Erzincan'a anneannemlerin yanına gitti.
Çocukların bahçede öğrendiği her gelişme beni çok mutlu ediyor.Tavuklar ve horozla muhabbetleri, kümese girip yumurta almaları, bahçe işinde dedelerine yardım etmeleri, her sabah uyanıp özellikle Aslı'nın 'anne çiçeklerini gördün mü ne güzel açmışlar! 'demesi, dalından elma, armut,erik, şeftali yemeleri, domatesi, salatalık, biber ve patlıcanın nerede büyüdüğünü görmeleri,semizotunu bile yabani ottan ayırıp toplaması ve adıyla söylemesi, çimenleri biçmeleri ve daha aklıma gelmeyen bir sürü faaliyetleri...bana 25 yıldır bu evde oturduğum için sıradan gelen işler onlar için yeni ve heyecanlı -hem okulda çoğu çocuğun domatesin ağacı olduğunu sandığı bir dönemde- çocuklarımın böyle bir ortamda yetişmelerini sağladığı için önce Allah'a sonra da babama çok şükrediyorum.
Bu aralar da balık tutmaya heves ettiler, babaları da sağ olsun onları kırmadı ve bir makinalı olta aldı.Biraz önce gittiler de ben de fırsattan istifade kısadan bir anlatayım neler yapıyoruz dedim.
Allahım bizi yolundan ayırma.Verdiğin ve vermediğin için herşeyden biz razıyız sen de razı ol inşallah.







2 yorum:

sühendan dedi ki...

Çocuklar için İstanbul gibi yerde bu imkanlar bulunmaz nimet.Ama evin hanımı açısından ev işi,yemek,bulaşık,çamaşır....Bazen insana işgence gibi geliyor ve "yeteeerr" diye bağırası geliyor.Evin işlerini yapabilecek bir yardımcın olsa sen de rahat etsen ne iyi olurdu...

Civcivinizin ölmesine üzüldüm.Alperenin alçısının çıkmasına sevindim.Artık rahat rahat denize girer.

gül dedi ki...

evt sühendan dediklerinin hepsi doğru ama elden ne gelir buna da şükür
alçı çıktığı gün denize giresi vardı ama hava serindi ertesi güne kaldı deniz keyfi amaşimdi bol bol giriyor